Aynen öyle. Bu hafta sizlere, eksikliği kemik erimesine, sindirim problemlerine, zayıf bağışıklık sistemine ve kilo vermede güçlüğe sebep olan D vitamininden bahsedeceğim. Dünya Sağlık Örgütü biz yetişkinlerin kanımızdaki D vitamini seviyesine bakmaksızın, 400-800 IU/ gün D vitamini almamızı öneriyor. Tabii, yetersizlik veya eksiklik durumlarında doz artabiliyor. Uluslarası Osteoporoz Vakfı, 50 yaşın üzerinde veya menopoz dönemindeki kadınlarda kemik sağlığını korumak için günlük 1000 mg kalsiyum ve 800 IU D vitamini öneriyor. Gebelikte D vitamini eksikliği, gebelik hipertansiyonu ve sezaryen doğum riskini arttırabileceğinden hem gebe hem de emziren annelerin günde en az 1.000 IU D vitamini takviyesi alması gerekiyor. Peki, şimdi gelelim başlığımızın cevabına... Vücudumuza D vitamininden zengin besinler almadıysak güneşlenmenin bir anlamı olmadığı gibi, güneşlenmiyorsak da D vitamini almamızın bir anlamı yoktur. D vitaminininden yararlanmanın yolu, besinlerle vücudumuza alıp, güneşle kullanılabilir hale getirmektir. Çünkü, besinlerle vücudumuza aldığımız D vitamini güneş ışınlarıyla birlikte kullanılabilir forma (D2) dönüşür. Bu yüzden, takviye alıyorsanız D2 formunda olmasına lütfen dikkat edin. Güneş ışınlarından maksimum yaralanabilmek için ise; Elbette öncelikle yumurta, süt ürünleri ve haftada en az 2 kez 250 gram kadar fırınlanmış balık tüketelim. Güneş ışınlarının dik vurduğu zaman aralığı olan öğle saatlerinde 15-20 dakika boyunca ciltte güneş kremi olmaksızın güneşlenelim. Güneşlenirken mümkünse kollarımız ve avuç içlerimiz açık olsun. Soğuk algınlığına sebep olarak hepimizi bir ufak yıkan canım Kırklareli'nin bu mevsim geçişlerinde D vitaminininiz bol, bağışıklığınız güçlü olsun. Önümüzüdeki hafta bir başka diyetsel mevzuda görüşmek üzere. Sağlıklı haftalar !