Cildimiz veya derimiz vücudumuzun dışını ve içini sararak çevre ile aramızdaki bariyeri oluşturur. Böylece bizi çeşitli mekanik ve zararlı etkilerden, radyasyondan korur. Bunun yanında, vücut ısımızı düzenler ve su kaybımızı kontrol eder. Günde ortalama 350 ml suyu derimiz yoluyla kaybederiz. Yapısındaki sinirlerle sıcak, soğuk, acı ve ağrıyı hissederiz. Ter bezleri ile zararlı maddeleri uzaklaştırırız. Ayrıca D vitamini ve kolesterol sentezinde görev alır. Eğer sağlıklı değilse cildimizin işlevleri sekteye uğrar ve bu durumdan tüm sistemimiz etkilenir.
Cilt sağlığıyla doğrudan ilişkili besin grupları protein, yağ, vitamin ve minerallerdir. Cilt kendini ortalama 30 günde yenilediği için yeterli ve dengeli bir beslenme ile cildinizdeki değişimleri 1 ayın sonunda fark etmeye başlarsınız. Cilt sağlığınızı bozacağı için şok diyetler, zayıflama çayları ve detoks programlarından medet ummayı bırakmalı ve vücudunuzun ihtiyacı kadarını almaya odaklanmalısınız.
Yetersiz protein aldığımızda cildimiz kuru, çatlak ve elastikiyetini kaybetmiş olur. Özellikle 1-4 yaş arasındaki beslenme bozukluğu olan çocuklarda büyüme ve gelişimin yanı sıra cilt sağlığı da bozuktur. Hem yetişkinlerin hem de çocukların hayvansal ve bitkisel kaynaklı proteinlerden yeterli miktarda alması gerekir. Hayvansal kaynaklı proteinleri et, tavuk, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri; bitkisel kaynaklı proteinleri ise kuru baklagiller, kinoa, karabuğday, chia olarak sıralayabiliriz.
Öte yandan cildimiz yağ alımı ile doğrudan ilişkilidir. Uzun süreli yetersiz yağ alımı egzemaya sebep olabilirken, fazla yağ alımı ise diyare gibi sindirim problemlerine yol açar. Elzem yağ asitlerine baktığımızda, kendileri doğrudan hücre yapısına ve dolayısıyla cilt yapısına girer. Eksikliklerinde kuru bir cilt ve bunun beraberinde siyah ve beyaz noktalara rastlanır. Çünkü yetersiz tüketimi yetersiz sebum üretimine yol açar. Özellikle doymamış yağ asitlerinden omega-3’ün haftada 2 defa 250 g başı ve derisi alınmış, buğulanmış ya da fırınlanmış balıktan ya da takviye olarak alınması önemlidir. Ayrıca ceviz, kabak çekirdeği vb. yağlı tohumları çiğ olarak tüketmek gerekir. Bununla birlikte, omega-6 / omega-3 yağ asitleri dengesinin artması olumsuz etki gösterir. Bu sebeple Ayçiçek yağı, katı yağ ve kuyruk yağında aşırıya kaçmamak, kişi başı 1 tatlı kaşığı kullanılacak şekilde yemeklerin pişirilmesi önemlidir.
Özellikle A, D, E, K dediğimiz yağda eriyen vitaminlerin vücutta kullanılabilmesi bakımından da yeterli ve dengeli yağ alımı önemlidir, diyebiliriz.
A vitamini ve karotenoidler cilt sağlığındaki en önemli vitaminlerden biridir. Yetersizliğinde deride lezyonlar oluşur, ter bezlerinin çalışması sekteye uğrar, selülit problemi yaşanır.
Yeterli K vitamini alımı ile daha hızlı yara iyileşmesi, gözaltında oluşan siyah halkaların azalması sağlanır. E vitamini, özellikle cilt yanıklarının ve cilt kanserinin tedavisinde görev alır.
B gurubu vitaminlerinin yetersiz alınması; cilt kuruluğu, ciltte cansız görünüm, ağız kenarında kızarıklıklar, dil ve dudaklarda renk değişikliği, ağız içinde pamukçuk ve saç derisindeki problemler ile karakterize saç dökülmesinin sebebidir.
C vitamini yetersizliğinde, cildi güçlendirmesi ve kırışıklıkların oluşumunu yavaşlatması bakımından çok önemli bir madde olan kollajenin üretimi sekteye uğrar. Varis oluşumuna sebep olur, ağız içi mukozaya baktığımızda diş etlerinden kanamalar görülür. Dermatit, sedef hastalığı ve akne problemleri de C vitamini eksikliğiyle ilişkilidir.
Mineraller vücuttaki birçok enzim sisteminin yapısına girer. Bakır ve çinkonun C vitamini ile birlikte alımı ile cildin alttan destekleyen liflerin ve elastinin gelişimi sağlanır.
Yeterli meyve ve sebze tüketerek pek çok vitamin ve minerali vücudunuza alırsınız.