Size daha önce Kırklareli’de yaptığım sosyolojik araştırmalardan bahsetmiştim. Üniversiteden sonra burada kalan birkaç arkadaşım daha var. Çoğu güvenlik sebebiyle sitelerde yaşamayı seçiyor nedense.

Bu da benim dikkatimi çekti. Site kültürü ve toplumsal düzen arasında nasıl bir ilişki olduğunu biliyor muyuz?

Sitede, kentteki akrabalar ve arkadaşlar ile aradaki fiziksel ve kısmen de sosyal mesafenin açılması sonucunda ailenin özerkliği ve evcimen kapanmışlığı artıyor. Diğer yandan, bireyleri sürekli gözetleyen, kusur arayan ve kötü niyetli dedikodular yapan mahalle havası uydu kent ortamında önemli ölçüde ortadan kalkıyor.

Bireyler birbirlerine karşı daha mesafeli ve kapalıdır, genel beklenti herkesin kendi işinde gücünde olması yönündedir. Uydu kentte akışkanlıklar ve adetler hala gevşektir ve bireyler bunlara uymaya daha az zorlanır.

Bu nedenle site hayatında cemaat kontrolü çok daha azdır. Kırklareli bağlamında, uydu kent hayatının başat özellikleri artan bireysellik ve serbestidir.

Uydu kent sakinleri toplumsal denetim konusunda üç eğilim arasında ayrım yapmaktadır. Kentli kalabalıkların kendilerini pek fazla denetleyemedikleri çoğunlukla içgüdüleri ve duygularıyla hareket ettikleri, asabi ve görgüsüz oldukları, bu nedenle de yeterince uygar olmadıkları doğrultusunda yaygın bir inanç mevcuttur.

İkinci grupta ise dış otorite kaynağının baskısı altında tek biçimde davranan cemaatçiler yer almaktadır.

Bu bağlamda bir ölçüde hem bireysel özerklik hem de akılcı ve eleştirel düşünebilme kapasitesi bakımından yeterince donanımlı olmadıkları düşünülen İslamcılara atıfta bulunulmaktadır. Gerçekten uygar olanları ise bireyselliklerini geliştirmiş, özerk düşünüp hareket edebilen nefsini kontrol etme yönünde güçlü iç mekanizma sahip, toplum içinde nasıl davranılacağını bilen, kendine hakim kimseler olduğunu öne sürülmektedir.

Bu tür kişiler görünüşleri konusunda duyarlıdır, modern yaşamın eğlencelerinden keyif almaktadır ve davranışları nispeten rahattır.

Eve ve aileye yönelme, aile içindeki sosyal ve duygusal bağların yoğunlaşması ve aile fertleri arasındaki bağlılığın artması ile yakından ilgilidir.

Sevgi ve dostluğa dayalı evlilikler ve çocuklara gösterilen aşırı ilgi ve duyarlılık uydu kentteki aile hayatının en çok göze çarpan aile özellikleri arasındadır.

Eve kapanıp inzivaya çekilme arzusu bir bakıma orta sınıfların kendilerini diğer gruplardan ve etkinliklerden soyutlayarak uyum ve düzen arama çabalarının bir parçasıdır.

Yeni orta sınıf aile yaşamında mahremiyetin artması bireyselleşmeyi teşvik etmekte ve uydu kent ortamı zamanın ve mekanın kullanımı ile ilgili nedenlerden dolayı bu sürece güç katmaktadır.

Uydu kentte evlerin boyutu apartman semtlerine göre daha da büyümekte ama ailelerin nüfusu azalmaktadır.

u sürecin en önemli etkisi bireysel yaşamın güçlenmesi ve kişiye ait özel alanın genişlemesidir.

Özel işlevler için ayrılan ve tasarlanan odalar, örneğin çalışma ve yatak odaları bireye daha fazla yalnız kalma olanağı tanımaktadır; çoğu durumda çocukların sadece kendi yatak odaları değil özel banyoları da vardır.

Satın alma gücünün artması sayesinde, çocukların odalarında tamamen kendine ait dolaplar, çalışma masaları, radyolar, televizyon ve müzik setleri, bilgisayarlar bulunur.

Tüketimin bu düzeyde bireyselleşmesi aile bireylerinin kendi kişisel zevklerine göre dinlence ve eğlence tercihi yapmalarını sağlamaktadır.

Uydu kent yaşamı, aynı zamanda kişinin kendine ayırdığı zamanın artmasını da mümkün kılmaktadır.

Evin işyerinden, mahalleden ve şehirden keskin çizgilerle ayrılması, çekirdek ailenin kendi içine kapanması ve sitenin sağladığı konforlar bireylerin kendilerine daha uzun zaman ayırabilmesini mümkün kılıyor.

Örneğin hafta sonunu planlamak ve bu sürede bahçeyle ilgilenmek, bisiklete binmek ya da sadece yürüyüşe çıkmak gibi çeşitli kişisel etkinliklerle doldurmak uydu kentte çok daha kolaydır

Öte yandan, kişilerin mesai saatleri birbirinden farklı olduğu ve herkesin kendi boş zamanını farklı bir şeyle geçirmek istediği durumlarda kendine ayrılan zaman ile aileye ayrılan zaman birbiri ile çakışmıyor.

Ailenin bütün fertleri hafta içinde ancak kısa sürelerle bir arada olabiliyor çünkü çocuklar odalarında televizyon seyrediyor, bilgisayar oyunu oynuyor, müzik dinliyor ve ders çalışıyorlar, gazete okuyor.

Diğer yandan ebeveynler çocukları üzerinde kurdukları otoriteyi azalttıkça ve onlardan daha az şey bekler hale geldikçe, ailenin bireyler üzerindeki denetiminde de rahatlama izleniyor.

Bireyin özerkliği birçok yönüyle ailenin denetimden önce geliyor.

Uydu kent ortamında, benliğin, kimliğin ve bireyselliğin dış dünyaya anlatılması en çok kılık kıyafet aracılığı ile yapılıyor.

Böyle olunca giyim önemli bir toplumsal statü göstergesi, kendini ifade etmenin ve vücudu sergilemenin temel bir aracı olarak beliriyor.

Giyim her ne kadar kişinin ait olduğu gruba benzerlik ve uyum gösterse de aynı zamanda farklılaşma gereksinimini başkasına benzemediğini vurgulama ve kendine has yanlarını ya da belli statü özelliklerini ortaya çıkarma arzusunu da yansıtıyor.