Ülkenin her yerinde olduğu gibi Kırklareli’de de elektrik ve doğalgaza yansıyan zamlar büyük tartışma konusu yaratıyor.

Paranın değeri nasıl belirlendi hiç düşündünüz mü?

Para, değer yaratma sürecinde piyasanın, modern ekonominin ve en sonunda modern toplumun gelişiminin temelini sağlar.

Para, bu oluşumların, eyleyenin dışında ve onun üzerinde zorlayıcı olan bağımsız bir varlık kazanmalarının araçlarını sağlar.

Bu durum eski topluma tersti çünkü eski toplumda takas veya ticaretin, para ekonomisinin kendine özgü sonucu olan şeyleşmiş dünyaya yol açması mümkün değildi. Para, bu gelişmeye çeşitli biçimlerde imkan verir.

Örneğin Simmel, paranın uzun dönem hesaplar, büyük ölçekli girişimler ve uzun vadeli kredilere olanak sağladığını ileri sürdü.

Daha sonra Simmel, para en nesnel pratikleri, en mantıklı, tamamen matematiksel normları, kişisel olan her şeyden mutlak özgürlüğü geliştirdiğini dile getirmişti.

O, bu şeyleşme sürecini zihnin kendisini nesnelerde somutlaştırmasının ve sembolleştirmesinin aracı olan daha genel sürecin sadece bir parçası olarak gördü. Bu somutlaştırmalar, bu yapılar, şeyleşmiş hale gelir ve eyleyenler üzerinde denetleyici bir kuvvet uygular.

Para sadece şeyleşmiş bir toplumsal dünyanın yaratılmasına yardımcı olmaz. O aynı zamanda bu toplumsal dünyanın artan rasyonelleşmesine katkıda bulunur.

Bir para ekonomisi niteliksel etmenlerden çok niceliksel etmenlerin vurgulanışını teşvik eder.

Söz konusu denemelerin birçoğu onun genel kuramının spesifik görünümleri olarak görülebilir.

Başlık, Simmel’in odak noktasının para olduğunu açığa kavuşturduğu halde onun bu fenomenle ilgisi, onun daha geniş bir dizi kuramsal ve felsefi uğraşıydı.

Örneğin daha önce gördüğümüz gibi Simmel, genel değer konusuyla ilgilendi ve kendi başına parayla değil, onu eyleyenlerin iç dünyası gibi ve bir bütün olarak nesnel kültür gibi geniş bir dizi kuramsal ve felsefi uğraşıydı.

Ayrıca başka bir düzeyde parayı alışveriş, sahiplik, açgözlülük, aşırılık, bireysel özgürlük, kişiliğin değeri ve benzerini kapsayan yaşamın çeşitli başka bileşenleri ile bağlantısı olan spesifik bir fenomen olarak gördü.

Son ve en genel olarak Simmel, parayı yaşamın bütününü anlamamıza yardımcı olabilen, yaşamın spesifik bir bileşeni olarak gördü.

Para Felsefesinin Marx’ın eserleriyle ortak yönü çoktur. Simmel, Marx gibi bir para ekonomisinin yarattığı sorunlar ve kapitalizm üzerinde odaklandı. Yine de bu ortak zemine karşılık farklılıklar çok büyüktür.

Örneğin Simmel, kendi döneminin ekonomik sorunlarını basitçe, daha genel kültürel sorun olan nesnel olanın öznel olandan yabancılaşmasının spesifik bir görünümü olarak gördü.

Marx’a göre bu sorunlar kapitalizme özgüdür ancak Simmel’e göre onlar evrensel bir trajedinin parçasıdır.

Onların çözümlemelerindeki bu farklılaşma, Sşmmel ile Marx arasındaki son derece önemli bir siyasal farklılıkla ilişkiliydi. Marx, ekonomik sorunları zamanla sınırlı kapitalist toplumun ürünü olarak gördüğü için o bu sorunların en sonunda çözülebileceğine inandı.

Bununla birlikte Simmel, temel sorunların insan yaşamının doğasında bulunduğunu düşündü ve gelecekte iyileşme umudu görmedi.

Genel olarak insanların nesneleri üreterek kendilerini nesnelerden ayırarak ve böylece uzaklık, engeller ve zorlukların üstesinden gelmeye çalışarak diğer yarattıklarını ileri sürdüler.

Bir nesneyi elde etmedeki zorluk arttıkça onun değeri de artar. Bununla birlikte, elde etme zorluğunun alt ve üst sınırları da vardır.

Genel ilke, şeylerin değerinin insanların kendilerini, nesnelerden uygun bir şekilde uzaklaştırma yeteneklerinden geldiğidir. Çok yakın olan, çok kolayca elde edilen şeyler çok değerli değildir.

Bir şeyin değerli kabul edilebilmesi için bir çaba gereklidir. Tersine çok uzak, çok zor veya elde edilmesi neredeyse olanaksız olan şeyler de çok değerli değildir. Elde edilmelerine yönelik çabalarımızın tümüne olmasa bile çoğuna karşı koyan şeyler, bizim için değerli olmayı sürdürmez.

En değerli şeyler, ne çok uzak ne çok yakındır. Bir nesnenin bir eyleyenden uzaklığıyla ilişkili etmenler arasında bir nesneyi elde etmenin aldığı zaman onun azlığı, onu edinmekle ilgili zorluklar, onları değerli kılar.

Aynı zamanda yeterli para elde ettiğimizde kendimiz ile nesneler arasındaki uzaklığın üstesinden gelebiliriz. Parayı, dolayısıyla nesneleri elde etmedeki zorluk, onları değerli kılar.

Bu nedenle para insanlar ile nesneler arasındaki uzaklık yaratmakla ilgili böylece bu uzaklığın üstesinden gelmenin araçlarını sağlamakla ilgili ilginç işlevini yerine getirir.