Kırklareli’nin en sevdiğim özelliklerinden birisi herhangi bir olayda tüm Kırklarelililerin dayanışma gösteriyor olması. Organik dayanışma, sanayileşme ile ortaya çıkan kolektif konsensüs yitimi sonrasında bireyin özerkliğinin ön planda olduğu dayanışma türüdür. Bireyler, özgür iradelerini toplumsal yapı içerisinde ortaya koyacak şekilde dayanışma gösterirler. Mekanik tarzda olduğu gibi, topluluk bireylerin üzerinde bir tahakküm mekanizması değildir. Çünkü, her birey kendi potansiyelini ortaya koyabilecek bireysel özgürlüğe sahiptir. Nüfus artışı ve iş bölümü ihtiyacı doğmasından ötürü toplumsal iş bölümü ortaya çıkmıştır. Neden ve sonuç kapsamında ele alabileceğimiz bir dayanışma türü olması bakımından, toplumsal yaşamın evrimini tanımlamak için kullanılır.
Organik dayanışmanın özellikleri, artan nüfusun sonucunda farklı meslek kollarına ihtiyaç duyulmuş ve toplumdaki farklılaşmanın getirdiği bir iş bölümü ortaya çıkmıştır. Buna istinaden, bireysel özgürlükler ortaya çıkmış ve evrensel değerler önem kazanmıştır. Artık, yerellikler önemini kaybettiği için dinler de evrensel bir niteliğe bürünmüştür. Mekanik dayanışmanın getirdiği grup konsensüsünden çıkılmış daha ferdiyetçi bir yapı hakim olmuştur. Organik dayanışma özellikleri, bireyselliğin ön planda olduğu bir sürecin en genel halidir. Kararların bireylerin özerk iradeleri ile verildiği bir niteliği vardır. Sanayileşme ile artan işgücü sonrasında toplumsal iş bölümüne ihtiyaç duyulmuştur.
Organik dayanışma, sanayi kapitalizminin getirdiği farklılaşmanın bir sonucudur. Gerek iş piyasasında, gerek toplumsal yaşamda farklılıklar oluşur. Bunun neticesinde, ortaya nüfusun çeşitliliğinden doğan iş bölümü ortaya çıkar. Mekanik dayanışmada görüldüğü gibi birey, içinde bulunduğu topluluğun kararına bağlı değildir. Aksine, birey karar verirken veya karar alırken daha özerk ve kişisel düşünme istencine bağlıdır.
Organik dayanışma, Emile Durkheim’in mekanik dayanışmadan farklı olarak sanayileşme ile birlikte ortaya çıktığını öne sürdüğü bir kavramsallaştırmadır. Bu bağlamda, bireysel özgür ve özerk olarak tanımlanmaları neticesinde çoğunluktan ayrılırlar. En belirgin özelliği de, bireyselleşmenin artması ve evrenselliğin yükselmesidir. Ortak konsensüsün yargılamalarından sıyrılan birey, kendi üzerine düşünebilir veya karar verebilir konuma gelmiştir.
Organik dayanışma kavramı, toplumların sanayileşme ile birlikte değişikliğe uğradığını söyleyen Emile Durkheim’a aittir. Kendisi, mekanik dayanışma kavramı ile içinde bulunulan topluluğa benzeşmeyi ifade eder. İşgücünün çoğalması ve farklılaşması, hem bireysel özgürlükleri ve kişilikleri öne çıkarırken hem de, sosyal yaşamda karşılıklı bağımlılığı ortaya çıkarmıştır. Bu sayede, toplumsal işbölümü ortaya çıkmış ve modern toplumlara özgü bir dayanışma baş göstermiştir.
Mekanik dayanışma, sanayi öncesi toplumların bireysel değil daha kolektif yapısını ifade eden kavramsallaştırmadır. Durkheim, bu tip toplumların ceza sisteminin kendi içinde bir iktidar barındırdığını söyler. Birey, topluluktan habersiz karar alamaz veya bir eylemde bulunamaz. Daha çok köy ve kasaba modellemesi için kullanılsa da, modernleşme öncesi şehir formunda da anlaşılabilir. Katı denetim, içinde bulunulan grubun kararı etrafında şekillenir.
Mekanik dayanışmanın özellikleri, birey içinde bulunduğu gruba bağlıdır ve o grup olmadan tek başına bir anlamı yoktur. Grup bilinci ile düzenlenen inançlar ve değerler sistemi vardır. Ortak dinsel inanışlar ve ortak pratikler, gündelik hayatın sıradan bir görüntüsüdür. Bunun yanında, organik dayanışmadan en büyük farkı bireyselliğin karşısına çoğunluğu koymasıdır.
Mekanik dayanışma, geleneksel toplum yapısının bir sonucu olarak bilinir. Bu prototipte, ortak ahlaka karşı yapılan tüm davranışlar suç sayılır ve ortak karar ile cezalandırılır. Kolektif bilincin hakim olduğu bir yapı baş gösterdiği için, bireysel kararlara yer verilmez. Organik dayanışmada kararlar bireysel alınabilir ve çoğunluğun özelliklerine göre hareket edilmez. Çoğunluğun içindeki yaşı büyük kişiler, genç bireylerin eylemleri ve düşünceleri üzerinde bir iktidarı temsil etmektedir.
Mekanik dayanışmaya bağlı toplumların en belirgin özelliği dendiğinde, kolektif kararların alınması ve bireysel özgürlüğün olmaması söylenebilir. Kolektif bilinç hakimdir ve kararların alınmasında deneyimli kişilerin düşüncelerine başvurulur. Kolektif ahlaka karşı yapılan her türden hatalı davranış, o topluluğun karar alıcıları tarafından katı bir denetime ve cezaya tabi tutulur. Böylelikle, bu tip yapılar içinde ortak konsensüsün ne kadar önemli olduğu anlaşılır.
Mekanik dayanışma kavramı, yapısal-işlevselciliğin en önemli isimlerinden Fransız sosyolog Emile Durkheim’e aittir. Kendisi bu kavramı, toplumların değişimlerini ve yapılarını açıklamak adına öne sürmüştür. Organik dayanışma, sanayi sonrası toplum yapısının daha bireysel ve evrensel alana kaymasıdır. Mekanik toplum, ortak konsensüsün içerisinde eriyen bireyselliği ifade eder. Yani bu toplum biçimi, bireylerin özgürlüklerinin içinde bulundukları topluluğa bağlı olduğunu söyler.