Sadece Kırklareli’de değil ülkenin her bir parçasında gençler işsizlik gibi büyük bir sorunla boğuşuyor. Genç işsizlik olarak adlandırılan bu kavramın aslında pek çok sebebi var. İşsizlik oranları yaş, cinsiyet, eğitim, gelir düzeyi ve beceri gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değişir. Bireyin almış olduğu eğitim, ekonomik faaliyetlerin niteliğini ve işgücüne katılım oranlarını etkileyen faktördür. Genç işsizlik oranının yetişkin işsizliğine göre fazla olması, gençlerin bu faktörlerden daha fazla etkilenmelerinden kaynaklanmaktadır Genç işsizliğine neden olan beceri, yaş gibi faktörler yetişkin işsizliğine sebep olan unsurlardan farklılaşmaktadır.

Gençlerin ilk defa iş aramalarından dolayı yetişkinlere göre tecrübesiz olmaları, niteliklerinde ki eksiklikler deneyimli yetişkinlere göre farklılaşmakta, genç işsizliği ne etki eden unsurlar arasında yer almaktadır. Gençler yetişkinlere oranla daha fazla sosyal risk altındadır. Gençler işsizliğe karşı savunmasız haldedirler. Çalışma yaşamında kadın ve erkek arasında değişkenlik söz konusudur. Kadınlar ve erkekler farklı mesleklere yöneldiklerinden işgücü piyasası uygulamaları ve düzenlemelerinden farklı şekilde etkilenirler.

Fiziksel güç veya bilgi düzeyine bakıldığında birçok çalışma alanında “erkek işi” olarak görülen istihdam alanlarına karşılık beceri ve ince işçilik gerektiren işler ise kadınlara uygun olarak görülmektedir. Kadınlara kıyasla erkeklere daha fazla sunulan iş alanları sonucu erkekler kadınlara göre daha kolay iş bulabilmektedir. Ayrıca kadınlar, ailevi sorumluluklardan erkeklere göre daha fazla etkilenmektedir. Kadınlar erkeklere kıyasla işsizlikten daha fazla etkilenmekte ama buna karşı gençler en dezavantajlı kategoride yer almaktadır.

“Genç işsizliğin yüksek oluşunun nedenleri ile ilgili olarak temelde iki görüş ileri sürülmektedir: Birincisine göre, ekonomik gelişmenin yavaş olması, ekonomideki dönemsel düşüşler ve asgari ücretler gibi bazı nedenlere dayalı olarak genç işsizlere yönelik talebin yetersiz olmasıdır. İkincisine göre ise, gençler arasındaki işsizlik oranının yüksek olmasının temelde nedeni, genç işgücünün niteliğindeki eksikliktir”

enç işsizliğinin nedenlerinden bahsederken, gençlerin yetişkinlere oranla işten ayrılmaya daha yatkın oldukları ileri sürülmektedir. Ekonomik krizlerin yaşandığı, durgunluk dönemlerinde işverenler işçi alımını durdurur, işgücü piyasasına yeni giren gençler daha az iş imkanına sahip olurlar, nitelikleri karşılamak daha da zorlaşır. Ayrıca işverenler işçi çıkarma aşamasında “son giren ilk çıkar “yöntemini kullanmaktadır. Gençlerin ilk defa iş arıyor olmaları sebebiyle işverenler tarafından deneyimsiz olarak görülen gençler işten ilk çıkarılacaklar arasına yerleştirilmektedir.

Casson (1979:100) bu durumu “Seçici İşten Çıkarma Hipotezi” olarak ifade etmektedir. Casson işçi sayısını azaltmaya genellikle gençlerden başlanmasının nedenlerini şöyle açıklamaktadır; “a) genç işçiler, meslek içinde genellikle kendilerine en az yatırım yapıldıkları için ilk olarak işten çıkarılmaları işveren açısından daha karlıdır. b) çalışma hayatına en yeni katılan olmaları ve sık iş değiştirmeleri yüzünden, bir işte kalma süreleri kısadır. c) işten çıkma tazminatları işçinin hizmet süresi ile orantılıdır.” Bu yüzden genç işçiler işten çıkarmalarda ilk sıralarda yer alır.

Gençlerin herhangi bir işte çalışmamaları durumu genç işsizliği oluşturmaktadır. Yeterli istihdamın sağlanmaması, gerekli olanakların verilmemesi sonucunda eğitimlerini tamamlamış gençlerin gerek kendi alanlarında gerekse farklı statülerde iş bulamamalarından kaynaklı ülkemizde yığınlaşmış bir halde genç işsiz kitlesi bulunmaktadır.


Eğitimlerini tamamlayan gençler okudukları bölüme yönelik eğitimleri sonunda iş bulamamak konusunda kaygı yaşamaktadırlar. Eğitim iş gücü piyasasında verimliliğin artırılmasında önemli faktördür. Eğitimle birlikte nitelikli işgücü sayısı artırılırken meslek sahibi olma düşüncesiyle üniversiteye yerleşen öğrencilerin eğitimlerini tamamladıktan sonra okudukları bölümle eşdeğer iş bulamamaları da söz konusudur.

Genç işsizliğinin sorun haline gelmesinde bir başka etki ise gençlerin ilk kez iş arıyor olmalarıdır. Gürsel ve Ulusoy’un da belirttiği üzere “Türkiye’de genç işsizliğinin toplam işsizliğe göre daha yüksek olmasının nesnel nedenleri var olmakla beraber, en önemli nedeninin ise gençlerin büyük kısmının ilk kez iş araması gelmektedir”. Gençlerin ilk defa iş gücü piyasasına katılımı, tecrübe eksikliği gençlerin etkilendiği bir noktadır. Gençler ilk iş tecrübelerinde işi beğenme aşamasında kendilerine uygun işi bulmaya çalışmaktadırlar. Düşük ücret almaya eğilimli oldukları için sürekli iş değiştirmektedirler. Üniversiteden mezun olan öğrenciler tecrübe eksikliği sorunundan kaynaklı işe yerleşme süreleri uzamaktadır. Böylelikle ülkemizde üniversiteli işsizler ordusu artış göstermekte, eğitimin tamamlanmış olması iş bulmayı kolaylaştıracağı düşüncesi etkisini yitirmektedir.

Gençler eğitimlerini tamamladıktan sonra deneyim sahibi olmak isterler ve farklı iş arayışlarında bulunmaya başlarlar. İşler süreksiz, vasıfsız ve düşük ücretlere tabidir. Gençlerin çoğu bir süre sonra işlerinden ayrılacak ve başka iş bulma arayışına gireceklerdir. Yaşları ilerledikçe, yaşam koşulları değiştikçe, evlendiklerinde mali yükümlülükleri artacak ve daha iyi fırsatlar sunan işler aramaya başlayacaklardır.