Ne yazık ki artık dini yanı ağır basan insanlara yobaz muamelesi yapılıyor çoğu yerde. Gerçi bunun gerçekten gerici düşüncelerle alakası olduğunu düşünüyorum. Yanlış anlaşılmasın, gerici kelimesini günümüzde kullanılan şekilde kullanmıyorum.

Gerici düşünceler ne yazık ki sadece bir kesimle sınırlı değil. Her kesimden, hem de okumuşundan eğitim görmemişine bazı insanlar, kendi fikirlerinin doğru olduğu konusunda tartışmacıdır. Bu tarz insanlarla yolunuz mutlaka çakışmıştır.

Sekülerizm akımının başlamasından bu güne, din kavramı da dini yaşayış biçimimiz de o kadar çok değişti ki. Temel olarak sekülerizm, din olgusunun sosyal yapıdaki geçerliliğini yitirmesi, doğaüstü olayların aslında dünyevi olaylarmış gibi gösterilmesi ve en geçerli amaç olarak insan aklının dini bağlardan kurtarılmasını görev edinmiştir.

Ki ilgisi olanlar çok net bilecektir. Sekülerizm aslında tek bir boyutta ortaya çıkmaz. Sekülerizm kendini üç boyutta gösterir. Aynı zamanda din içerisinde de bir ayrım yaparak modern din ve geleneksel din ayrımlarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

Sekülerleşen din kavramı aynı zamanda geleneksel din biçiminin de ortadan kalkmasına sebep olmuştur. Din, seküler bir toplumda artık açık seçik yaşanamaz hale gelecektir. Bireylerin dinlerini ve bu dine bağlı inançlarını kişisel alanlarında bireysel olarak yapmaları sekülerizm ile sağlanmıştır. Dinin sekülerleşmesi geleneksel din biçimlerini ortadan kaldırmış yerine modern din biçimlerini getirmiştir. Seküler toplumlarda din, kamusal olanla, devlet ile ilgili hiçbir alanla birleştirilmemiş, varlığını bu alanlara paralel bir biçimde sürdürmüştür.

Peki dinin sekülerleşmesi, toplumda bir etki yaratmıyor mu?

Tabii ki yaratıyor. Toplumsal düzeyde sekülerleşmeye baktığımız zaman din kavramının toplumsal gelişmeye ilişkin öneminin azalması olarak açıklanabilir. Toplumsal düzeydeki sekülerleşmeyi dinin toplumsal işlevlerinin zayıflamasına, kültürel hayat üzerinde daha az etkili olmasına ve dünyevi olayların yorumlanmasında dinin kullanılmamasına bakarak algılayabiliriz. Sekülerleşmenin toplum üzerindeki hakimiyeti arttıkça dinin sosyal hayat üzerindeki hakimiyeti azalmaktadır.

Biraz önce de dediğim gibi din artık modern ve geleneksel olarak ikiye ayrılıyor. Dinin geleneksel biçimde algılanması ve yaşanması sekülerizm kavramı sonrasında değişime uğramaktadır. Toplum düzeyindeki sekülerleşme aynı zamanda toplumsal ve kamusal alan içerisinde dinin rolünün de azalmasına sebep olmaktadır.

Örneğin geleneksel din biçiminin toplum içerisinde sağladığı birliği, toplumsal düzeyde sekülerleşme görülen toplumlarda eğitim kavramı sağlamaktadır. Toplumsallaşmanın sekülerizmin temelinde yatan bir kavram olduğu düşünülürse bu kavram aynı zamanda dinin değişimini de beraberinde getirecektir. Din kavramı sekülerizmin görüldüğü toplumlarda daha kişiye özel bir mesele olarak görülmektedir.

Bu sebeple sekülerizmin modern din biçimini insanlara dayattığını söyleyebiliriz. Seküler toplumlarda din ve inançlar birey için özel olarak kalmalı ve bunu herhangi bir grubun, başka bireylerin ya da toplumun dindarlığını etkilemek için kullanmamalıdır.

Peki din, gelenekselden moderne nasıl kaydı?

Cevap tabii ki yine sekülerleşme. Bireysel olarak sekülerleşme yaşadığımızda ise dine daha çok modern biçimiyle yaklaşmaktayız. Davranış ve düşüncelerimizdeki temel kalıp dinsel olmak yerine daha toplumsal açıdan şekilleniyor. Dinin bizim için kısıtlayıcı taraflarını ön plana çıkartıp, din olgusunu çoğu zaman görmezden geliyoruz.


Sekülerleşme kavramına genel bir çerçeveden bakıldığında sekülerizm öncesinde dinin daha geleneksel bir biçimde yaşandığını, dinin sosyal hayat üzerindeki hakimiyetini görmekteyken sekülerizm sonrasında dinin modern biçimde yaşandığını ve algılandığını, dini hükümlerin insanlar, toplumlar ve sosyal hayat üzerinde artık eskisi kadar güçlü bir ağ yaratamadığını görmekteyiz.

Sekülerizm bireysel düzeyde bazı kişiler için dinin daha içsel bir şekilde yaşanmasını sağlıyor olsa da günümüzde büyük bir kesim için dinden kopma manasına gelmektedir. Sekülerizm hangi düzeyde yaşanırsa yaşansın din olgusunun diğer olgular ile bağını zayıflatmaktadır.