Kırklareli’de insanların boş zamanlarını nasıl değerlendirdiğini merak ettiniz mi hiç? Modern toplumda serbest zaman bazıları için bir ayrıcalık olamaz. Aksine bu, geniş ölçüde herkesi kapsar. Serbest zamanın çalışmayla anlamlı bir ilişkisi olmalı ve çalışma ve serbest zaman yan yana var olmalıdır. Dahası serbest zaman klasik görüşünde serbest zamanın son derece dar bir tanımı yapılmıştır.
De Grazia özellikle rekreasyonun modern konseptini reddeder ve serbest zaman uygun olmayan bir kullanımı olarak görür. Rekreasyon ona göre; anlamlı ve çalışmanın ötesinde restore etmeyi planlar. Bu yüzden serbest zamanın bir parçası olarak görülmemelidir.
Thorstein Veblen geliştirdiği teori ile serbest zaman kullanan kişileri bir sınıf olarak nitelendirmiştir. Esasen Türkçeye “aylak” olarak çevrilmiş olsa da “leisure” bizim burada tartıştığımız anlamda serbest zaman ya da o zamanki kullanımıyla boş zaman niteliğini korumaktadır. Veblen’in geliştirdiği teori, çağa hâkim olan sanayi devrimi ve kapitalizme bir eleştiri niteliğindedir. Veblen’e göre toplumlarda temel bir ayrım vardır. Bu ayrım, sömürü ile hayatta kalanlar ve endüstri ile hayatta kalanlar arasındadır. Avcı-toplayıcı topluluklarda avcı ve toplayıcı arasındaki ayrıma benzer.
Burada sınıfsal olarak serbest zamana sahip olan topluluk, üretici ekonominin bir parçası değildir. Göstermelik tüketim “serbest zamana sahip sosyal sınıftan gelme kişiler tarafından yapılır; ya zenginliği ifade eder ya da sosyal statüyü perçinler. İkinci sanayi devriminden sonra ortaya çıkan yeni zenginler (nouveauriche) bu tip tüketimle toplumun geri kalanını etkilemeye çalışır. Diğer sınıflar da bunu taklit etmeye çalışırlar. Bu da toplumun zaman ve para kaybıyla tanımlanması tehlikesini ortaya çıkarır.
Serbest zamana sahip sınıf ayrımını, Veblen çok eskilere götürür. İş bölümünün yapıldığı toplumlar kadar eskidir. Topluluktaki yüksek statüye sahip bireyler avcılık ve savaşı tecrübe ederken, daha alt statüye sahip bireyler daha çok iş gerektiren, daha yoğun fakat ekonomik olarak daha üretken olan çiftçilik, aşçılık gibi meslekleri seçmek zorunda kalmışlardır. Serbest zaman sosyal sınıfındaki bireyler, statülerini korumayı ve devam ettirmeyi savaş zamanı aktiviteleri ile başarmışlardır. Onlara esasında çok nadiren ihtiyaç vardır. Fakat alt sosyal sınıf mensupları sanki varlıklarını onlara borçluymuş gibi hissederler.
Özetle, iş anlamında yoğun aktiviteler yapıyor olmamak yüksek statü sahibi olmayı gerektirmese de yüksek statü sahibi olmak bu tip yoğun aktiviteleri yapmamayı gerektirir. Veblen için “başıboş zenginlik” önemli bir kavramdır. Tarih boyunca onların yaşamlarının nasıl olduğunu üzerinde durmuş ve “dikkat çeken tüketim” olarak yeni bir kelime ortaya çıkarmıştır. Toplumu etkilemek için ziyafetler veren, eğlenceler düzenleyen, değerli hediyeler veren, kendi çabalarıyla milyoner olandan feodal soylulara kadar, serbest zaman sınıfının üyelerini ve onların önemli statülerini yazmıştır.
Serbest zaman üzerinde yapılan en yaygın yaklaşım, isteğe bağlı zaman veya sorumlu olmadığımız zaman olarak ifade edilir. Birçok sosyolojik kaynakta boş zamanın bu şekli/tanımı açıkça ifade edilmiştir. Sosyoloji sözlüğü şöyle tanımlar;
“Serbest zaman, yaşamın beraberinde getirdiği gerekliliklerden sonra kalan serbest zamandır. Yirmi dört saatten, uykuyu, çalışma saatlerini ve diğer ihtiyaçları çıkardığımızda kalan fazla zamandır.”
Bu görüş serbest zaman, çalışmaya bağlı olarak gelişen sosyal ilişkiler, çalışma ya da seyahat gibi bazı iş ile ilgili sorumluluklardan ya da özellikle çalışmaktan bağımsız olan zaman olarak görülür. Aynı zamanda, kişisel bakım, yeme, içme, uyku gibi yaşam için önemli olan temel aktiviteleri içerir. En önemli özelliği de zorlama ya da zorunluluğun olmamasıdır. Boş zamanın tanımı için bu yaklaşım, halkın ekonomik ve endüstriyel yaşamıyla ilgilenen ekonomist ve sosyologlar arasında en popüler olan yaklaşımdır.
Böyle olması da normaldir aslında. İnsanlar zorunluluklardan uzak geçirdikleri zamanı ve önemini görmezden gelmektedirler. Bu zaman insanların hayat kalitesinde esasen çok büyük rol oynamaktadır. Bizler okula gitmek, işe gitmek, iyi bir uyku çekmek üzerine yoğunlaştığımızdan böyle bir zamanın varlığını dahi gözden kaçırır hâle gelmekteyiz. Eğer endüstri toplumunda yaşayan insanlar günün 6-8 saatini uykuda geçiriyor, 6-8 saatini iş, okul gibi aktivitelerde geçiriyorlar ise geriye kalan zaman ne kadardır? Geriye kalan zorunluluklarının dışında anlamında zaman ne kadardır?
Tabi ki burada ev işi, sosyalleşme gibi zamanları da göz önünde bulundurmak da önemlidir ki, bunlar kişiden kişiye de değişmektedir. Fakat insanların hayatlarının bir bölümü zorunluluklar dışındaki zamanla geçmektedir.