Sosyal ve kültürel benzerlik ve farkları tasvir eden alt alanlardır. Kültürel çeşitliliği incelemek ve yorumlamak için kültürel antropologlar iki tür faaliyet gösterir.

Bunlar etnografi ve etnolojidir. Etnografi belirli bir topluluğun toplumun veya kültürün anlatımı aktarır.

Etnografik alan çalışması sırasında etnograf bu anlatıyı oluşturmak için topladığı veriyi kitap, makale veya film formunda aktarır ve sunar.

Geleneksel olarak etnograflar küçük ölçekli topluluklarda yaşayarak yerel davranışları inançları sosyal yaşamı ekonomik faaliyetleri ve dini incelemişlerdir.

Etnoloji farklı toplumlarda veri toplamış olan etnografinin sonuçlarını analiz eder ve bu sonuçları kıyaslar.

Bu tür veriler kullanarak benzerlik ve farklılıklar üzerinden toplumlar ve kültürler hakkında genellemeler yapar.

Etnolojistler kültürel benzerlik ve farklılıkları açıklamak, hipotezleri sınamak ve sosyal kültürel sistemlerin nasıl çalıştığını anlamamızı sağlayacak teoriler geliştirmek için daha genel olarak özgün ve tek olanın üstüne giderler.

Etnoloji kıyaslama yapmak için verilerini sadece etnografiden değil özellikle geçmişteki sosyal sistemleri inşa eden arkeoloji gibi diğer alt alanlardan da alır.

Tarih öncesi dönemlerin incelenme olarak da bilinen maddi kalıntılara dayanarak insan davranışı, kültürel örüntüleri yeniden inşa eden tasvir eden ve yorumlayan antropolojinin genel olarak arkeoloji olarak bilinen dalı insanların yaşamakta olduğu veya bir zamanlar yaşamış oldukları mekanlardan arkeologlar, aletler, silahlar, kamp yerleşim yerleri, binalar, atıklar gibi insan eli ile yapılmış, kullanılmış veya değiştirilmiş kalıntılar bulurlar.

Bitki ve hayvan kalıntıları ve geçmişten kalan çöpler bize tüketim ve faaliyetler hakkında fikir verir. Evcilleştirilmiş ve yaban bitki tanelerinin farklı özellikleri vardır.

Bunlarda arkeologların avcılık ve toplayıcılık, tarımsal üretim arasında ayrım yapmasını kolaylaştırır. Birçok arkeolog, arkeolojik paleoekolojiyi inceler. Ekoloji belirli bir çevrede yaşayan şeylerin birbiriyle ilişkisi de inceler.

Bu organizmalar ve çevre birlikte bir dizi enerji akışını ve alışveriş düzenlemesi olan bir ekosistemi oluşturur.

İnsan ekolojisi sosyal organizasyon ve kültürel değerler tarafından doğanın etkilendiği ve etkilediği insanları içinde barındıran ekosistemleri inceler.

Bu alanın konusu zaman ve mekan içinde insanın biyolojik çeşitliliğidir. Biyolojik çeşitliliğe odaklanmak, biyolojik olanlar ile ilgili beş özel ilgi alanını birleştirmektedir.

Bu beş alan fosil kalıntılara dayanarak insan evrimi, insan genetiği, insanın büyümesi ve gelişimi, insanın biyolojik esnekliği, maymunların büyük maymunların ve insan olmayan primatların biyolojisi, evrimi davranışı ve sosyal yaşamıdır.

Bu ilgi alanları fiziksel antropoloji diğer alanlarla ilişkilendirir. Biyoloji, zooloji, jeoloji, anotomi ve tıp gibi.

Kemiklerin incelenmesi olan asteoloji insanın atalarını belirlemek ve zaman içinde anatomideki değişimi tespit etmek için kafaları, dişleri ve kemikleri inceleyen paleoantropologlara yardımcı olur.

Antropolojinin kıyaslama, çeşitlilik ve değişime olan ilgisini destekleyen bir örnektir.

Linguistik antropoloji zaman ve mekan boyutunda dili sosyal ve kültürel bağlamda inceler.

Bazı linguistikler dilin insan beynindeki benzer özelliklerine bağlı evrensel özellikleri hakkında çıkarımlarda bulunurlar.

Diğerleri eski dilleri günümüzde soy devamı olanlarla kıyaslayarak yeniden inşa ederler ve bunu yaparken tarih konusunda keşiflerde bulunurlar.

Bazıları ise farklı kültürlerdeki değişik algıları ve düşüncelerin yapılarını keşfetmek için dil bilimi farklılıklarını inceler.

Antropoloji ile insanı inceleyen diğer bilim dalları arasında temel farklardan biri bütüncüllüktür. Bu kapsam antropolojiyi diğer dallarla ilişkilendiren bağdır.

Antropolojinin birçok akademik alanla bağı bulunmaktadır. Antropoloji bir bilimdir. Deney ve gözlemi kullanır. Antropoloji insanlar arasındaki benzerlik ve farklılıkların bilimi olarak tasvir edilir.