Bazen öyle zamanlar geliyor ki günlerce aynı kaptan yemek yediğiniz insan size sırtını dönüyor. Size de oldu mu?
Aslında olayın tamamı bu değil. Detayları göremezsek büyük tabloyu da fark edemeyiz. Olayın kısa ve öz bir açıklaması var;Dünyada iki tür insan vardır: İyiler ve kötüler
Dünya siyah ve beyazdır aslında; Griliğe yer yoktur. Gri tonunda hiçbir şey yoktur. Ortada kalanlar mutlaka birilerine benzer, unutmayın.
İyi biriyseniz, her şart ve koşulda iyisinizdir. Bazı durumlarda kötü olamazsınız çünkü bu sizin vicdanınıza ve etik değerlerinize aykırıdır.
Kötü biriyseniz, kötü biri olduğunuzu düşünüyorsanız lütfen bu yazının devamını okumayın. Sözlerim kırıcı bir etki yaratabilir.
İnsan her zaman emelleri peşinde koşan bir varlıktır. Her şartta aslında kendimize üzülür, kendimize ağlarız. Oysa insan olmak bu duyguları paylaşabilmekten geçer. Başkasının acısına, gerçekten onun için üzüldüğümüz zaman insan oluruz. Başkasının mutluluğunu gerçekten kendi mutluluğumuz gibi benimsediğimizde paylaşırız hayatımızı.
Siz öyle değilsiniz.
Siz kendi hırsında boğulmaya yüz tutmuş kişilersiniz.
Tüm çırpınışlarınız da bu yüzden. Batmaya an kadar yakın olduğunuzu bizden daha iyi biliyorsunuz. Yenileceğinizi, ezileceğinizi ve sürüleceğinizi de. Tüm çabanız daha geç batmak için. Oysa sonucun değişmeyeceğini siz de adınız kadar iyi biliyorsunuz.
Kıskançlık, kibir, dedikodu hem insani yanımızı yaralayan hem de inandığımız dinin yasakladığı şeylerdendir. Oysa siz ne çok seviyorsunuz her birini.
İnsanı en çok kendi yaralar, kendi öldürürmüş. Siz bizi yaralarken, ya da en azından böyle düşünürken, en çok kendinizi yaralayacaksınız. En büyük darbeyi kendinize vuracak hatta bununla da yetinmeyip kendi mezarınızı kendiniz kazacaksınız.
Nereden mi biliyorum?
Tarihten.
Tarihte hiçbir kibir abidesi, kıskançlık savaşçısı yer edinmemiştir. Yer edinenler de kendi sonlarını hazırlamalarıyla meşhurdur.
Ve siz de biliyorsunuz, tarih tekerrürden ibarettir.
Bunun da sebebini biliyorsunuz, insan hata yapan ama hatalarından ders almayan bir canlıdır.
Sorunumuz aynı, sonumuz da aynı olacak.
İyi olmayı seçenler, iyi olmak için çabalayanlar da kendi yolundaki çukurlardan başkasını ezmeden çıkacak. İşte o zaman kazanmış olacağız.
Kendinize söz verin,
Sizi düşürmeye, vurmaya hatta yok etmeye de çalışsalar;
Yine de kalkacağız.
En çok biz düştüysek, en çok biz biliyoruz nasıl kalkacağımızı.