Arkeoloji eğitimi aldıktan sonra Kırklareli’de çalışmalarına devam etmeye karar veren bir tanıdığımla mitoloji üzerine mitoloji üzerine sohbet ettim.

Grekçe myth “masal, öykü, hikâye, efsane” ve logos “söz” kelimelerinin birleştirilmesinden türetilmiş mitoloji, insan düşgücünün bir ürünüdür. Mitler bir ülkeden diğer bir ülkeye yayılmış ya da diğer halkların benzer olaylarla karşılaşması üzerine, düşgüçlerinin öteki uluslardan bağımsız olarak işlemesinin bir ürünü olarak doğmuş olmalıdır.

Bundan dolayı olmalıdır ki, tarihçi Herodot miti, “tarihi değeri olmayan, uydurma güvenilmez masallar” ve Ploton da “gerçeklerle ilgisi olmayan uydurma, boş ve gülünç hikâyeler” olarak değerlendirirler. Her ne kadar durum böyle de olsa eskiçağ uluslarınca yazılı ve sözlü olarak vücuda getirilmiş efsanelerden, eskiçağ ve günümüz Anadolu kültür dünyasına ışık tutacak pek çok ipucu yakalanabilir.


Hitit edebiyatında yer alan efsanelerin tamamı o dönem eskiçağ uluslarının efsanelerinin birer öykünmesinden oluşmaktadır. Hitit edebiyat dünyasında yer alan bu efsaneler daha çok Mezopotamya (Sumer), Anadolu (Hatti) ve Hurri kökenlidir. Hititlerin bu mitolojik metinleri, ritüel/tören dediğimiz dini ve büyüsel olgular ile tapınaklarda müzik eşliğinde söyledikleri bilinmektedir.


Anadolu’nun yerli halkı olan Hattilerin mitleri Hititler tarafından Hititçeye adapte edilmiştir. Diğer yabancı kökenli mitlerden daha basit bir yapı gösteren ve ayinle ilgili temsillerin sözlü olarak müzik eşliğinde icra edilmesiyle oluşmuştur.

Bu mitler Hurriceden Hititçeye uyarlanmıştır. Aşağıda başlıkları verilmiş olan efsaneler birbiriyle ilişkilidir. Bu efsanelerin ana konusunu; Kumarbi ve Fırtına Tanrısı Teşup’un tanrılar üzerinde bir krallık elde etmek için verdiği mücadele oluşturmaktadır.


İlluyanka Efsanesi

Anadolu’da ilkbaharın/Purulli müjdeleyicisi kapsamında tapınaklarda bir Hitit edebi metni olarak Geç Hitit Dönemi’ne kadar okunduğu bilinen Hatti (Anadolu) kökenli mitlerin en önemlilerinden biri yılan/ejderha İlluyanka efsanesidir. Bu efsanenin Hitit kült ve ritüelleri ile bağlarının olduğu bilinmektedir. Efsane iki nüsha halinde ele geçmiştir.

Efsane genel hatları ile Babil’de yeni yıl şenliklerinde okunan ejder Tiamat’ın öldürülmesini konu alan Babil Yaradılış Mit’inden etkilenmekle birlikte, Homeros’un Odysseus’unda (I 44 vd. II 1 vd.) Atlas’ın kızı Kalypso ve Odysseus ile ilgili anlatılan olayları etkilemiş olduğu anlaşılmaktadır.


Telipinu’nun Kayboluşu

Anadolu kökenli ve yine baharı/nevruzu müjdeleyen bir başka Hitit efsanesi de ‘Tanrı Telipinu’nun Kayboluşu’ mitidir. Hitit edebiyatında önemli bir yer tutan ve tanrıların kaybolması motifinin işlendiği bu tür efsaneler, genel olarak değerlendirildiğinde; Ugarit ‘Baal ile Mot’ mitinde Baal’ın ortadan kayboluşu ve Sümerce, Tammuz’un yer altı dünyasında başından geçenlerin anlatıldığı ‘İnanna’nın Cehenneme İnişi’ adlı efsane ile benzer yönleri bulunmaktadır.

Telipinu’nun Kayboluşu efsanesi dua, ritüel ve büyü ile güçlendirilmiştir. Efsane ‘eski krallık’ devrinden itibaren ‘imparatorluk’ döneminde de Anadolu’da söylenegelmiştir.


Hurri Kökenli Mitoslar

Hititler, Anadolu’nun güneydoğusunda yaşamış Hurri kültüründen büyük oranda etkilenmiştir. Bu etkileşim Hitit kralı III. Hattuşili’nin Kadeş savaşından dönüşte Lawazantiya kenti rahibinin kızı Puduhepa ile evlenmesiyle doruk noktaya ulaşmıştır. Dolayısıyla Hurri kültürünün yarattığı Kumarbi (Gökteki Krallık Efsanesi), Tanrı LAMA’nın Gümüş’ün Hedammu’nun ve Ullikummi’nin Şarkısı adlı efsaneler Hitit edebiyatında önemli bir yer tuttu.

Kumarbi (Gökteki Krallık) Efsanesi


Bu efsanelerin ilki olan Kumarbi (Gökteki Krallık) Efsanesi Alalu, Anu ve Kumarbi gibi tanrıların üzerine kurgulanmıştır. Anu Gökyüzü Tanrısı’dır. Alalu da onun daha önceki atasıdır. Ayrıca metin kadim tanrılar Nara, Napşara, Minki ve Ammunki’den de söz etmektedir. Efsanelerde Mezopotamya ağırlıklı tanrıların isimlerinin geçmesi bu mitlerin Babil kökenli olma ihtimalini akla getirmektedir.


Ullikummi Şarkısı

Bu efsanenin devamı olan Hedammu ve Ullikummi Şarkısı’nda Fırtına Tanrısı Teşup’un, krallık tahtına oturması konu edilmektedir. Efsanenin devamı, Ullikummi Şarkısı’nda Kumarbi’nin, Fırtına Tanrısı’na karşı bazı planlar kurduğu ile başlamaktadır.

Bu efsanenin temelinde yatan eski ve yeni tanrılar arasındaki mücadeleler Mısır, Babil ve Ugarit mitlerindan da bilinmektedir. Bu efsane Fenikeliler aracılığıyla Yunanlılara geçmiştir.

Bu arada Ullikummi efsanesinde geçen ‘Yeryüzü ve gökyüzünü ayırdıkları bakır bıçağı getirsinler,’ cümlesinden Sumerler tarafından evrenin yaratılışı konusunda kaleme alınmış efsanelerden etkilendiği anlaşılmaktadır. Çünkü Sumerlere göre, yer ve gök önceden bitişikti sonradan ayrılmıştı.