Ne kadar çok duymaya başladık bu söylemi. Hayatımızın her anı bu hale geldi. Beynimize öyle bir yerleşti ki, bütün kötü haberlerin üst başlığı oldu ‘’ son dakika’’ … Gün içinde, en çok izlenen haber kuşağı programları olmaya başladığı bir dünyada yaşar olduk.
Neler olduğunu anlayamadığımız zamanlar yaşamıyor muyuz sizce de?
O kadar çok şey oluyor ki, artık her kanal siyaset programları ile doldu. Eski tat, artık kimsede kalmadı. Türkiye ile yetmiyor artık haberler, bir şeyleri anlayıp idrak etmek için, yurt dışındaki gündemi de takip etmek gerekiyor. Biz vatandaş olarak, elbette sadece izlediğimiz kadarını biliyoruz. Olayların perde arkasında neler oluyor, gerçekler aslında nedir, nasıl bu hale geldik bazen akıl ermiyor.
Çok zor dönemlerden geçiyoruz. Dışarıya çıkmaya korktuğumuz, yolda yanımızdan geçenden şüphelendiğimiz, toplu taşımalarda dikkatlice insanları incelediğimiz zamanlardayız. Bunun yanı sıra ekonomi, ticaret ve sosyal hayatımızda fazlasıyla etkilenmiş durumda. Bitecek elbette ki, bu zamanlar da geçecek. Ama atlattığımız, üstesinden gelmeye çalıştığımız bu zamanlarda, verdiğimiz bizden giden kayıpları unutmamak gerekir. Giden her can bizden gidiyor ve bizim eksiğimiz demek. Giden canların yanında, yaşayan insanların psikolojik boyutları da var.
Bizim gördüklerimiz ile yaşadıklarımız umarım aynı doğrultudadır. Fakat şuna inanıyorum ki, dört köşe televizyondan izlediğimiz kadarı ile sınırlı değil bazı gerçekler. Üzerimizde oynanmak istenen birçok oyun ve olaylar olduğunu herkes artık biliyor. Ama çözüm ve tedavi kimde, nerede, nasıl? Bu sorular kafaları bulandırıp, düşündürmüyor değil. Geleceğimize, şüpheli kafalar ve gözler ile bakıyoruz.
Bizler de bu zor zamanlarda, sağlığımızı ve psikolojimizi daha sağlam tutmamız gerekiyor. Bu olaylardan hepimiz mutlaka etkilendik. Nasıl günler bizleri bekliyor, bilmiyoruz. Hayat devam ediyor. Yaşamımızı sürdürmeye devam etmek zorundayız, umutlarımızı kaybetmeden…