Kırklareli’de meslek hayatına başlamak benim için büyük bir avantaj oldu. İletişim mezunlarının çoğunun hayalinde İstanbul gibi büyükşehirler vardır. Basın tarihine baktığımızda İstanbul Basının, Türk basın tarihinde önemli bir yeri vardır.

1910’lu yıllarda kendi gazetelerini kurarak seslerini duyuran gazeteciler, Cumhuriyet döneminin yaklaşık 1960’lara kadar olan kesitine imzalarını atan önemli bir kuşağın temsilcileridir. Kurtuluş mücadelesi başlayınca, Ankara’daki milli güçleri destekleyenler de yine bu gazeteciler olur. Ahmet Emin Yalman ile Mehmet Asım Us, 1917 yılında Vakit gazetesini çıkarırlar. 1918 yılında Yunus Nadi Abalıoğlu, Yeni Gün’ü, Necmettin Sadak, Falih Rıfkı Atay, Ali Naci Karacan ve Kazım Şinasi Dersan da Akşam gazetesini yayımlamaya başlarlar.

Milli mücadelenin İstanbul’da sözcülüğünü yapan İleri gazetesi, 1919 yılında Celal Nuri İleri ve kardeşi Suphi İleri tarafından yayınlanır. Ahmet Cevdet’in çıkardığı İkdam’ın başyazarlık görevini Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Falih Rıfkı Atay üstlenir. Sedat Simavi Güleryüz’ü, Zekeriya ve Sabiha Sertel Büyük Mecmua’yı çıkarırlar. Tanin’de Hüseyin Cahit Yalçın, Tasvir-i Efkâr’da Velit Ebüzziya yazılarını sürdürürken Ahmet Şükrü Esmer, Reşat Nuri Güntekin, Halide Edip Adıvar, Ruşen Eşref Günaydın, Hakkı Tarık Us, Peyami Safa, Ethem İzzet Benice gibi genç yazarlar da günlük basında seslerini duyurmaya başlarlar.

Genç kuşak gazetecilerin söz sahibi olduğu İstanbul basını, 1.Dünya Savaşı’nın kaybedilmesinden sonra güç duruma düşer. Hükümet birbiri ardına sansür kararnameleri yayınlamaya başlar. 1919 Şubatında çıkarılan kararnameyle her türlü yazılı ve basılı kâğıdın askeri yönetimden ya da mülkiye sansürcü kurulundan özel yazılı izin alınmadan basılması kesinlikle yasaklanır. 16 Mart 1920’de İstanbul’un resmen işgalinden sonra sansüre işgal kuvvetleri de katılır.

Gazeteler sansürün çıkardığı yerleri boş bırakarak yayınlanır. Bu bir bakıma basının etkisini yitirmesine yol açar, bir bakıma da okurları sansür baskısı altında yaşandığı gerçeğiyle yüz yüze getirir. İstanbul’un işgalinden sonra İngilizler 140’a yakın gazeteci, aydın ve yöneticiyi tutuklayıp Malta Adası’na sürerler.

Kurtuluş savaşı başlayınca İstanbul gazeteleri bu savaşı destekleyenler ve Anadolu hareketine karşı çıkanlar olmak üzere ikiye ayrılır. Anadolu’dan yana olanlar sık sık sansür edilir, kimi gazeteciler Bekirağa Bölüğü’ne götürülüp sorguya çekilir.

Anadolu mücadelesini destekleyen gazeteler şunlardır: “İleri, Yeni Gün, Akşam ve Vakit” Mustafa Kemal’in halka duyurulmasını istediği haberlerin öncelikle ulaştırıldığı İleri gazetesi, Milli Mücadele’nin İstanbul’daki sözcüsü konumundadır.

Gazetede, Atatürk’ün bizzat yazdığı yazılar başka isimlerle yayımlanır. Akşam gazetesi, özellikle Falih Rıfkı Atay’ın kaleminden çıkan etkili yazılarla milli mücadeleyi sonuna kadar destekler. Milli mücadeleyi desteklediği için İngilizler tarafından matbaası kapatılan Yeni Gün gazetesinin yayımına önce Ankara’da daha sonra Kayseri’de devam edilir. Milli mücadeleye tüm güçleriyle saldıran gazeteler ise Peyam-ı Sabah, Alemdar ve İstanbul gazeteleridir.

İstanbul gazetesi, Padişah Vahdettin ve Damat Ferit Paşa’nın da üye olduğu İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin yayın organıdır. Gazete, Osmanlı Devletinin toprak bütünlüğünün ancak İngiltere’nin himayesinde sağlanabileceği tezini savunarak, milli mücadeleyi şiddetle eleştirir. Alemdar gazetesi, özellikle Refik Halit Karay’ın yazılarıyla Kuva-yi Milliye hareketine karşı çıkar.

Milli mücadele hareketine karşı en aşırı saldırıları Peyâm-ı Sabah gazetesi başyazarı Ali Kemal yapar. Ali Kemal, Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra İzmit’te halk tarafından linç edilerek öldürülür. Yukarıda yer verdiğimiz gazetelerin dışındaki gazeteler ise Anadolu’daki direniş eylemine sempatisi olan gazetelerdir: Tasvir-i Efkâr, Tevhid-i Efkâr, İstiklal, İkdam ve Tercüman-ı Hakikat. 1922 yılında tekrar yayımlanmaya başlayan Tanîn gazetesi İttihatçıları desteklemeye devam eder.

Aşırı dinciler, Sebilürreşad gazetesinin etrafında toplanır. Şebilürreşad, genel olarak Kurtuluş Savaşı mücadelesini destekleyen bir gazetedir. Ayrıca bu dönemde sosyalistler tarafından Aydınlık dergisi yayımlanır. Aydınlık dergisi de Kuva-yi Milliye hareketine destek verir.