İsrail, İran'ın Şam'daki büyükelçilik yerleşkesinde yer alan konsolosluk binasına 1 Nisan'da hava saldırısı düzenlemişti. İran, İsrail’e yönelik beklenen misilleme saldırısını silahlı insansız hava araçları (SİHA) ve füzelerle gerçekleştirdi. İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, İran’ın ülkeye 300’den fazla silahlı insansız hava aracı (SİHA) ve füze gönderdiğini açıkladı. İran-İsrail geriliminin Türkiye’ye muhtemel etkilerini değerlendiren Dr. Abdullah Musab Şahin, Türkiye’nin çatışma halinin şiddetlenmesinden olumsuz etkileneceğini ve yeni bir göç dalgasına maruz kalmasının muhtemel senaryolardan biri olduğuna dikkat çekti.

Medipol Üniversitesi’nden Orta Doğu Araştırmaları uzmanı Dr. Abdullah Musab Şahin, İran-İsrail geriliminin Türkiye’ye muhtemel etkileriyle ilgili açıklamalarda bulundu. 14 Nisan’ın ilk saatlerinde İran’ın gerçekleştirdiği operasyonun yeni ihtimalleri gündeme getirdiğini kaydeden Dr. Şahin, “Şimdiye kadar İran‘ın Lübnan, Irak, Suriye ve Yemen’de bulunan vekil güçleri ile İsrail arasındaki ‘kontrollü gerginlik’ uzun süredir devam ediyordu. Tarafların genel olarak orantılı güç kullanma hassasiyetini taşıdığı açık şekilde görüldü. Son hadise sebebiyle bu kontrollü gerginlik rayından çıkmış gibi. İran’ın operasyonu kısa sürse de İsrail’in muhtemel tepkisi henüz kestirilemediğinden savaşın yakın olduğu görüşü de hakim” dedi.

Gazze’de can kaybı 34 bin 356’ya yükseldi Gazze’de can kaybı 34 bin 356’ya yükseldi

“Çatışma bütün Orta Doğu’yu içine alır”

“Taraflar dışında küresel aktörlerin de bu kontrollü gerginliği devam ettirme noktasında istekli olmasından dolayı açık bir savaş halinden ziyade karşılıklı operasyonların devam etmesi muhtemel” diyen Dr. Şahin, “İki ülke arasındaki ihtilafın İsrail-İran ile sınırı şekilde kalmayacağı açık. İran’ın vekil aktörlerinin dağıldığı coğrafyanın genişliği bu durumu ispatlıyor. Dolayısıyla bütün Orta Doğu’yu içine alacak bir çatışma hali söz konusu olacak” diye konuştu.

“Türkiye’nin yeni bir göç dalgasına maruz kalabilir”

Hem iki ülkenin hem de İran’ın Lübnan, Suriye ve Irak üzerindeki vekillerinin Türkiye’ye yakınlığı sebebiyle Türkiye’nin çatışma halinin şiddetlenmesinden olumsuz etkileneceği açık” ifadelerini kullanan Dr. Şahin, “Türkiye’nin yeni bir göç dalgasına maruz kalması muhtemel senaryolardan birisi. Bunun dışında Türk hava sahasının çeşitli operasyonlar sebebiyle zaman zaman kapanması dahi gündeme gelecektir. Ayrıca Ora Doğu Irak, İran gibi ülkelerle ticari faaliyetlerin yaygınlığı biliniyor. Bunların askıya alınması da ihtimal dahilinde. Karşılıklı operasyonların devam ettiği silahlı çatışma halinde Türkiye’nin bir arabuluculuk rolü üstlenebileceğini düşünüyorum. Özellikle geçtiğimize senelerde Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşında arabuluculuk denemeleri ve Tahıl Koridoru’nun açılması konusundaki diplomatik başarısı hatırlanabilir. Üstelik Türkiye’nin batılı aktörler tarafından da bir arabulucu olarak tanınması mümkün gözüküyor. Türkiye’nin küresel etki doğurması muhtemel, çevresindeki bir diğer savaş haline aynı rolle yaklaşması beklenir” dedi.