TEMA Vakfı Lüleburgaz Yeni Mahalle Sorumluluğu, Güdül-Beypazarı hattında artan madencilik tehlikesine dikkat çekti. Vakıf, bölgenin doğal güzelliklerinin ve tarımsal alanlarının tehdit altında olduğunu belirterek, yetkilileri sorumluluğa çağırdı.
Sırtını Köroğlu Dağları'na yaslamış bu eşsiz coğrafya, Kızılcahamam’dan Sakarya’ya uzanan Kirmir Çayı ve Köroğlu Dağları'ndan süzülüp gelen Süvari Çayı’nın çevrelediği plato ile biyolojik zenginliğin ve yaban hayatının merkezi olarak biliniyor. Bölge, çok sayıda Tabiat Parkı ve Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’na ev sahipliği yapıyor.
Bölgenin %80’inde tarım yapılmakta olup, 5 bin yıldır buğday, arpa ve nohut yetiştiriliyor. Üzüm bağları ve sebze bahçeleri ile ünlü olan bölge, geçmişte en kaliteli pirincin yetiştiği yerlerden biri olarak da biliniyor. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın arazi toplulaştırması yaptığı nadir yerlerden biri olan bölgenin kalan %20’si ise binbir çiçekli Anadolu meralarından oluşuyor.
Ancak, Beypazarı Uruş Mahallesi ve çevresinde kurulmak istenen “Sepiyolit Madeni Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi” 18.620 dekar alanı kalıcı olarak yok etme tehlikesi taşıyor. Beypazarı ve Güdül köylüleri, toprağına, havasına, suyuna ve geleceğine sahip çıkmak için kararlılıkla mücadele ediyor. "ÇED Gerekli Değildir" kararına karşı kazandıkları dava, mücadelelerinin ilk adımı oldu. Şimdi ise, seslerine kulak verilip proje durdurulmazsa, yeniden başlatılan ÇED sürecine karşı yine hukuk mücadelesi vermeye hazırlanıyorlar.
Lüleburgaz Yeni Mahalle Sorumluluğu, tarafından yayımlanan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Güdül-Beypazarı hattındaki Madencilik Tehlikesi! Sırtını Köroğlu Dağlarına yaslamış müthiş coğrafya, bir cennet… Kızılcahamam’dan Sakarya’ya uzanan Kirmir Çayı, Köroğlu Dağlarından süzülüp gelen Süvari Çayı’nın çevrelediği bir plato. Karadeniz iklimden karasala geçişin yeri. Biyolojik zenginliğin yaban hayatının merkezi. Çok sayıda Tabiat Parkı, Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’nın yanı başında.
Bölgenin %80 ‘nin de tarım yapılıyor. 5 bin yıldır buğday, arpa, nohut yetiştiriliyor. Üzüm bağları, sebzeler, bostanlar, şimdi olmasa bile geçmişte en kaliteli pirinç yetiştirilen yerler… Tarım Orman Bakanlığı’nın arazi toplulaştırması yaparak, tarımın çok önemli bir sorununa çözüm bulduğu çok az yerden birisi… Kalan %20’si binbir çiçekli Anadolu meraları… Beypazarı Uruş Mahallesi ve çevresinde kurulmak istenen “ Sepiyolit Madeni Ocağı ve Kırma Eleme tesisi” 18 620 dekar alanı bir daha geri gelmemek üzere yok edecek. Beypazarı ve Güdül köylüleri, toprağına, havasına , suyuna ve geleceğine sahip çıkmak için kararlılıkla mücadele ediyor. “ÇED Gerekli Değildir” kararına karşı kazandıkları dava, mücadelelerinin ilk adımı oldu. Şimdi ise, seslerine kulak verilip proje durdurulmazsa, yeniden başlatılan ÇED sürecine karşı yine hukuk mücadelesi vermeye hazırlanıyorlar. Bölge halkı, projenin çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri yeterince değerlendirilmeden “ÇED Olumlu” kararı verilme ihtimaline karşı tüm yurttaşları farkındalığa, yetkilileri de sorumluluğa çağırıyor.”
Haber: Arzu Dursun Atay