Suriye'de muhalif güçler, uzun zamandır süren ilerleyişlerini sürdürerek başkent Şam'a girmişti. Muhaliflerin Şam'a girmesiyle 61 yıllık Baas rejimi çökerken, Esad dönemi resmen sona erdi. Şam'ın muhalifler tarafından kontrol altına alınmasını ekonomik açıdan ele alan Çalışma Ekonomisi Ve Endüstri İlişkileri Doç. Dr. Abulkadir Yüksel açıklamalarda bulundu. Yüksel, Suriyeliler organize sanayi bölgelerinde ve hizmet sektöründe emek veren insanlar olduğunu ve bu insanların aniden Türkiye'den gidişleri piyasa da ciddi bir sıkıntıya neden olabileceğini ifade ederek,” onların yerini doldurabilecek bir işi gücümüz maalesef ki yok. Suriyelilerin işten çıkması işverenlerin maliyetini artıracaktır. Maliyetlerin artması da fiyatlara yansıyacaktır. Fakat piyasada bir talep düşüklüğü de mevcut. Talep düşüklüğü fiyatlara yansıyacağı için işveren fiyat artışını istediği seviyede yapamayacak ve kardan bir kayıp yaşanacaktır” şeklinde konuştu.
“Tüm ekonomik sıkıntıların çözülmesi söz konusu değildir”
Yüksel, ekonomik etkileri tüketim ve üretim bazında ikiye ayırdığını söyleyerek,” Rejimin çökmesi ile birlikte ülkemizi ve çevre ülkeleri de etkileyen siyasal, sosyal ve ekonomik etkiler olacaktır. Sosyal olarak bir değerlendirme yaparsak mutlaka toplumda bir rahatlama göreceğiz. Ekonomik etkilerine gelecek olursak muhalefetin ve bazı yorumcuların dediği gibi Suriyeliler giderse tüm ekonomik sıkıntıların çözülmesi söz konusu değildir. Ben ekonomik etkileri tüketim ve üretim bazında ikiye ayırıyorum. Üretim bazında konuşacak olursak, Suriyeliler organize sanayi bölgelerinde ve hizmet sektöründe emek veren insanlardır. Bu insanların birden Türkiye'den gidişleri piyasa da ciddi bir sıkıntıya neden olabilir. Çünkü onların yerini doldurabilecek bir işi gücümüz maalesef ki yok. Suriyelilerin işten çıkması işverenlerin maliyetini artıracaktır. Maliyetlerin artması da fiyatlara yansıyacaktır. Fakat piyasada bir talep düşüklüğü de mevcut. Talep düşüklüğü fiyatlara yansıyacağı için işveren fiyat artışını istediği seviyede yapamayacak ve kardan bir kayıp yaşanacaktır” dedi.
“Olumsuz yanları olacaktır”
Doç. Dr. Abülkadir Yüksel Suriyelilerin Suriye'ye kademeli olarak dönmesi gerektiğini düşündüğünü belirterek,” Tüketim bazında ise konuşacak olursak resmi verilere göre Türkiye'de 3 buçuk milyon Suriyeli yaşıyor. Bu nüfusun Türkiye'den ayrılması talepte bir kısıtlamaya neden olacaktır. Bu kısıtlamada üretimi etkileyecektir. Evinize çağırdığınız her ustanın yanında bir tane Suriyeli gelir. Hizmet sektörünün ekseriyasında özellikle kıyı bölgelerinde Suriyeliler çalışıyor. Bu insanların işten ayrılması mutlaka kaliteyi düşürecek, işlerin bitirilme süresini uzatacaktır. Bu durum yine maliyetlere yansıyacaktır. Bu yüzden Suriyelilerin Suriye'ye kademeli olarak dönmesi gerektiğini düşünüyorum. Birden bire 3 buçuk milyon insanın ülkelerine dönmesinin olumsuz yanları olacaktır” ifadelerine yer verdi.
“Orada yıkılmış bir Suriye var”
Yüksel, kiralarda düşüklük olabileceğini ifade ederek, ”Suriye'de Türk parası kullanılmaya başlaması Türkiye ekonomisi açısından iyidir. Çünkü bu uygulama Suriye ile Türkiye arasındaki dış ticaret hacmini genişletecektir. Ben bunu olumlu yansımaları olacağını düşünüyorum. Zaten ikinci boyutunda şunu söyleyebiliriz. Türkiye inşaat sektöründe dünyada kendisini geliştirmiş bir konumda. Orada yıkılmış bir Suriye var. Bu ülkenin tekrardan inşası söz konusu olacak. IMF, Dünya Bankası gibi uluslararası finansal kuruluşlar fonlarla bu ülkenin inşasına destekte bulunacaklar. Türkiye'de bu inşaat payından en büyük payını alacaktır. Bunun da ülke ekonomisine olumlu yansımalarının olacağını değerlendirebiliriz. Resmi verilere göre ülkemizde yaklaşık 3 buçuk milyon civarında Suriyeli var. Ben hesap yaparken şu tahmini yürütüyorum. Her evde 10 Suriyelinin kaldığını hesap edersek yaklaşık Türkiye'de 350 bin konutun boşalacağını söyleyebiliriz. Rezidanslarda fiyat düşmez. Çünkü rezidans da kalan Suriyeli sayısı çok kısıtlı. Fakat İstanbul örneğinden bahsedecek olursak Esenyurt, Zeytinburnu, Fatih gibi mahallelerde yoğunlaştıkları için bu bölgelerdeki sosyoekonomik seviyesi düşük olduğu için kira düşüklerinin olacağını öngörebiliriz” dedi.