Çocukların duyarlı, bilinçli bireyler olarak yetişmesi ve sanatla kendilerini ifade etmeleri amacıyla Bahçeşehir Koleji’nin düzenlediği “Çocuk Sanat Bienali” bu yıl “Çocuk ve Barış” temasıyla başladı. Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde düzenlenen ve küratörlüğünü Denizhan Özer’in yaptığı bienale Bahçeşehir Koleji İcra Kurulu Üyesi Semra Yücel ve Bahçeşehir Koleji Spor Kulubü Başkanı Begüm Yücel, Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ, genel müdür yardımcıları ile okulların yöneticileri de katıldı. Bahçeşehir Koleji’nde eğitim öğretim gören 348 öğrencinin, 98 öğretmen ve profesyonellerden oluşan komisyon desteğiyle hazırlanan etkinliğin açılışı büyük ilgi gördü. Resim, heykel, fotoğraf, enstalasyon, dijital uygulamalar ve kişisel performanslardan oluşan çalışmaların bulunduğu bienal, 26 Mayıs Pazar gününe kadar açık olacak.
Atatürk’ün sözünden esinlendiler
Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ, “Bu sene konumuz ‘Çocuk ve Barış.’ Tüm dünyada bütün olumsuzluklarda en çok etkilenen, tüm sorunlarla yüzleşmek zorunda kalan, yetişkinlerden çok çocuklar oluyor. O yüzden bu senenin temasını öğrencilerimiz ve onların danışman öğretmenleri “Çocuk ve Barış” olarak seçmek istediler. Burada ilham aldıkları söz aslında ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözü oldu ve buradan yola çıkarak bizler için, sanatseverler için harika eserler hazırladılar” dedi.
“Dünyayı güzele dönüştürmeye yönelik bir proje”
Dağ, öğrencilere farklı ve sınırsız malzeme ile eserlerini oluşturma imkanı sunulmasına ilişkin sözlerini şöyle sürdürdü:
“Akademik başarılar kadar spor ve sanatla çocuklarımızın bütünleşik olarak gelişmesine çok önem veriyoruz. Burada sanatı sadece kendini ifade etme şekli değil, dünyayı daha iyiye daha güzele doğru dönüştürme gücü olarak kullanmanın gerektiğine inanıyoruz. O yüzden öğrencilerimiz, eserlerini oluştururken dünyaya, doğaya, insanlığa zarar vermeyecek geri dönüştürülebilecek veya geri dönüştürülmüş malzemelerden kullandılar. Sanat bienalinin temel amaçlarından biri de öğrencilerimize duyarlı olmayı, empati kurabilmeyi ve sanatla kendilerini ifade edebilmeyi kazandırabilmek. Bu eserlerin seçildiği malzemeler ve sergileneceği yerler ve sonrasında dönüşeceği toplumsal fayda belki de savaş mağduru, şiddet mağduru, toplumsal sıkıntılarla yüzleşmiş çocuklara diğer sosyal sorumluluk projeleri ile birlikte maddi olarak getiri sağlayabilecek bir proje.”
“Çocukların dünyasından barışı görmek lazım”
Bienalin küratörü Denizhan Özer ise günümüz dünyasında barışa ne kadar ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak, “Barışı bir kültüre dönüştürmek gerektiği düşüncesiyle hareket ederek çocuk ve sanat bienalinde Bahçeşehir Koleji’nin eserlerini bir araya getirdik. Öğrenciler ve öğretmenler ortak bir akıl yürüterek, bu eserleri ortaya çıkardılar. Çok renkli, canlı aynı zamanda öğretici bir sergi hazırladık. Çocukların dünyasından barış nasıl oluyor bunun görülmesi lazım. Çünkü barış bugün bizim ekmek, su kadar ihtiyacımız olan bir oldu. Barışı istemek, barış için çaba sarf etmek gerekir. Bu genelde bir takım söylemlerle oluyor. Biz burada sanat üzerinden söylem geliştirmiş olduk” ifadelerini kullandı.
Picasso’nun eserine pozitif dokunuş
Picasso’nun Guernica eserinin öğrenciler tarafından tekrar yapıldığını söyleyen Denizhan Özer, sözlerine şöyle devam etti:
“Guernica tablosu barışa olan özlemi en çarpıcı şekilde yansıtan baş eserleerden biridir. Savaşın karanlık ve acı yüzü eserdeki renkler, biçimler ile duygularımıza karışır. Biz de çocukların elinin değdiği her şeyi güzelleştirebildikleri fikri üzerine yoğunlaşarak ‘Guernica çocuklar tarafından tekrar yapılsa nasıl olurdu?’ sorusunu sorduk. Bu ünlü eleştirel eserin çocukların bakış açıları ve yapay zekayla ruha iyi gelen, pozitif bir esere dönüşebileceğini göstermek istedik.”
“Barış elçilerimiz, bize öğretmenlik yapıyor”
Oyun içinde Hayat” adlı eserin sorumlu öğretmenlerinden Betül Canbaz, “Çocuklar bize unuttuğumuz şeyleri anlatmak istiyor bu projemizde. Seksek, çocukken bizim öğrendiğimiz ilk oyunlardan birisi. Bir hedef, var hedefe ulaşıyoruz. Ama maalesef biz yetişkinler hedefe ulaşırken çocukluğumuzu, bazı saf duygularımızı, sevgiyi unutuyoruz. Barış elçilerimiz aslında bize tekrar sek sek oynamayı öğretiyor. Oyun içinde Hayat” var diyoruz. Hedefe ulaşırken tekrar çocuk oluyoruz. Çocuklar da bize öğretmenlik yapıyor aslında” dedi.
“Barışın Gözleri” isimli eserin sorumlu öğretmeni Esra Nihalözbey, 30 eser arasına girdikleri için çok mutlu olduklarını dile getirerek, eserle ilgili, “Üç tane gözün olmasının nedeni, savaşla ilgili ülkeleri simgeliyor olması. Renkli olmasının nedeni ise çocukların renkli dünyalarını yansıtmak. Oyunlarla dünyaya umudu vermek.”
“Çocuk hakları için savaşlar durdurulsun”
“Barış Sarmalı” adlı eseri ortaya çıkan öğrenciler ise, “Biz burada dünyadaki çocuk haklarını savunmak için savaşların durdurulmasını istiyoruz. Bildiğiniz üzere savaşlar, depremler oluyor. Çocuklar esir oluyor, hayatını kaybediyor. Biz bu eserde, çocuk sanki enkazın altından çıkmış ve ağzında zeytin dalı olan güvercin onu kurtarmaya gidiyormuş gibi göstermeye çalıştık” diyerek çalışmalarını anlattı.
“Mutluluk” eserini yapan öğrenciler de yapay zeka yardımıyla yaptıkları palyaço resmi ile çocukların içindeki mutluluğu yansıtmayı amaçladıklarını belirtti.