AK Parti Lüleburgaz İlçe Başkanı Abdussamed Kayalı, son günlerde İran’ın başkenti Tahran'da gerçekleştirilen ve Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye'nin şehit edilmesine neden olan suikast hakkında kapsamlı bir açıklama yaptı. Kayalı, bu olayın Ortadoğu'da ciddi bir gerginlik yaratabileceğini belirterek, Türkiye'nin ve AK Parti'nin bu konuda nasıl bir tutum sergilediğine dair bilgi verdi.
Başkan Kayalı, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Geçtiğimiz günler içerisinde İran’ın başkenti Tahran'da bulunan Hamas Siyasi Büro Başkanı Sayın İsmail Haniye alçakça bir suikast ile şehit edilmiş, bu girişim ile Ortadoğu coğrafyası; yansımaları önümüzdeki günlerde göz önüne serilecek olan ciddi bir gerginlik evresine yönelmiştir. Bu meş'um suikastin hemen akabinde Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yakın dostu olan İsmail Haniye için Filistin halkına başsağlığı mesajı yayınlamış, ve 1 günlük milli yas ilan edilerek, 81 ilimizde şehit İsmail Haniye için gıyabi cenaze namazları kılınmıştır.
Elbette ki bize göre HAMAS; bir terör örgütü değil, vatanını amansız bir işgale ve vicdansız bir soykırıma karşı savunan bir direniş teşkilatıdır. Hatta HAMAS, önemini dikkatle belirtmek istiyorum ki; Anadolu'nun müdafaa barikatını ön cephede kurmuş Kuva-yi Milliye misali bir teşkilattır ve Şehit İsmail Haniye ise bu teşkilatın liderlerinden biridir. İsrail'in Filistin yanında; Yemen, Lübnan, Suriye ve Irak'ta gerçekleştirdiği saldırılar Siyonist barbarlığın tarihi emellerini açık eden planlı bir tahrik girişimi ve dahi mütecaviz kuşatmasıdır. Hiç şüphe yoktur ki hedef Türkiye’dir. Hedef Türk-İslam dünyasıdır ve hedef milletimizin bizatihi kendidir.
Bu gelişmeler ışığında yerel basınımıza yapılan bir açıklama kan donduracak cinste bir cehaletin tezahürü olarak şehrimizin tarihine geçmiştir. Gazi Meclisimizde temsil edilen bir siyasi partinin ilçe başkanlığını deruhte eden hanımefendi, Bayrak müdafaası yapacağım derken, dünya mazlumlarının sığınağı olan kutlu sancağımızın muhtevasını hiçe saymıştır. Hanımefendi, Şehit Haniye için; "Elin arabı, dünyanın terörist olarak gördüğü biri" ifadelerini kullanmış, Haniye’yi anan her Türk vatandaşını Arap değerlerini baş tacı etmek ile suçlayarak, ülkesinin milli değerlerini yok sayan kişiler kisvesine sokmuştur.
Milli değerlerin muhafazasında eline ölçü aleti alıp not vermek, ayrımcılık yapmak kimsenin haddi değildir. Bu konuda karar mercii Türk Milletidir ve son söz milletindir. İlk okuyanın zihninde Netenyahu'nun basın danışmanı tarafından yazıldığı intibası oluşturan bu açıklama Türk-İslam tarihi ve edebinden nasiplenememiş hastalıklı bir zihniyetin ürünüdür. İsrail Dış İşleri Bakanının, Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan açıklamaları ile madde olarak farklı olan bu bildiri manada aynı mesajı taşımıştır ve talihsizliğin zirve noktası olmuştur.
Okuyanların tüylerini diken diken eden bu sorumsuz açıklamaya bahse konu siyasi partinin üst yönetimi ne der bilmiyoruz. Lakin ortada bir cehaletin olduğunu tüm çıplaklığı ile görüyoruz. Mesele zulme uğramış bir topluma en azından duacı olmak değil, aleni kafatasçılık yapılmıştır. Hanımefendi bilmelidir ki; Filistin de bugün dahi 13 aşiretin ismi Türkçedir ve kökleri Türkmenlerdir. Zulme uğrayanın ırkı, dini, nesebi, mezhebi olur mu? Tarifi imkânsız bu nefret halinin psikolojik saik olarak referans aldığı odak Arap düşmanlığı özelinde kafa tasçı bir ırkçılık mıdır? Hatta ve hatta "Arap değerleri" derken İslamiyet mi kastedilmektedir?
Şimdi bu hanımefendiye soruyoruz; Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk döneminde Mısır Kralı Fuad, 2. Cumhurbaşkanı İnönü döneminde ise Irak Kralı Gazi Bin Faysal için Türkiye'de milli yas ilan edilmiştir. Sizce Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü sizin ifadeniz ile "elin arapları için" milli yas ilan ederek milli değerleri yok mu saymışlardır? Devletler için Milli Yas bir protokoldür ve diplomasinin çeşitlerinden biridir. Kaldı ki Türk Devleti 2 bin yıllık bir tecrübe ile kimin için yas ilan edeceğini çok iyi bilir. Ne tarafından tutulsa elde kalacak olan bu açıklamayı hemşehrilerimizin takdirine bırakıyor, Şehit İsmail Haniye'yi rahmet ile anıyorum. Yaratılanı Yaratandan ötürü seven bir medeniyetin temsilcisi olarak, din ırk, mezhep ve meşrep ayrımı yapmadan zulme uğrayan tüm insanların her daim yanında ve destekçisi olacağımızı bir kez daha belirtiyorum.
Filistin davası noktasında ortak tavır gösteren tüm siyasi partilerimizi, STK'larımızı gönülden tebrik ediyor saygılar sunuyorum. Unutmayın: İsmail Haniye; terör devleti İsrail'e karşı, Türkiye Cumhuriyeti devletimizin önündeki ilk siperdi. Sıra; İsrail'in, vatanımızın milli egemenliğine kast etmesine gelmeden önce, gaflet uykusundan uyanılması ümidi ile, kalın sağlıcakla...”
Haber: Arzu Dursun Atay