Okumuş, “Cirit, at üzerinde oynanan çok eski bir Türk oyunudur. Oynayana çeviklik, sağlamlık, iyi bir binicilik kazandırır. Türklerden çok iyi binicilerin yetişmiş olması biraz da bu oyunun çokça oynanması ile açıklanabilir. Cirit bir erkek oyunudur. Bugün hala Anadolu’nun orta kesimlerinde, eski önemini kaybetmiş olmakla beraber, hâlâ cirit oynanıyor.” dedi
Cirit Nasıl Oynanır?
Okunmuş, “Cirit oynayacak atlılar, alanda göründükleri zaman davullar, zurnalar çalmaya başlar. Atlılar ikiye ayrılıp yüzer metre aralıkla iki sıra halinde karşılıklı dizilirler. Binicilerin ellerinde, cirit adı verilen, kurumuş meşe dalından sert, ağır bir sopa bulunur.
Dizilerin bir tanesinden bir atlı ortaya çıkar, atını oynatarak 30 metre kadar gider. Karşı sıradan bir binicinin adını söyler, ciridini ona doğru atar, hızla dönerek dörtnala geriye kaçar. Kaçarken de arkasına bakmaktadır. Kendisine cirit atılan, kaçanı doludizgin kovalamaya başlar, elverişli bir duruma gelince kendi ciridini ona doğru atar. Cirit o kadar hızlı atılır ki değdiği adamı çok kere bayıltır, öldürdüğü bile olur. Ata değnek değdirmek acemilik sayılır. Bu hatayı işleyen, oyundan çıkarılır.
Kaçan atlı ciritten korunmak için ya atın üzerine eğilir, ya da sağından, solundan aşağıya doğru sarkar. Usta biniciler korunmak için doludizgin giden atın üzerinde pek ustaca hareketler yaparlar.
İlk cirit atan sıradan bir başka atlı daha çıkıp, arkadaşını kovalayan biniciye cirit atar. Ciriti atan aynı zamanda savunmak zorundadır. Hemen kendi sırasına kaçar. Gene o sıradan başka bir atlı çıkıp, kovalayan atlıyı kaçırtır. Oyun böylece sürer. Elindeki ciritle, gelen ciridi havada çelenler de vardır. Galip gelmek için cirit değneğini hasmına değdirerek sayı kazanmak gerekmektedir. Oyunda ölenin ailesi öldürenden davacı olamaz. Babalar er meydanında öldüğü için, ciritte ölen evlatları ile geçmişte övünürlermiş.” dedi.
Cirit Oyununun Tarihi
Cirit oyununun diğer bir adı da Çavgandır. Cirit, Türklerin yüzyıllardan beri oynadıkları bir ata oyunudur. Eski Türkler için atın çok önemli bir yeri vardı. At üstünde oynanan cirit oyunu da Türklerin en önemli sportif oyunuydu. Osmanlı döneminde de özellikle 19. yy.da bütün Osmanlı ülkesi ve saraylarının en büyük gösteri sporu ve oyunu oldu. Ancak tehlikeli bir oyun olması sebebiyle 1826’da II. Mahmut tarafından yasaklandı. Bu yasak ise geçici oldu çünkü daha sonra cirit oyunu yine Osmanlı Ülkesinin başta gelen meydan ve savaş oyunu olarak her tarafa yayıldı.
Cirit Oyunu, daha 40-50 yıl öncesine değin Anadolu’da yaygın bir oyun olduğu halde son yıllarda sadece Balıkesir, Söğüt, Konya, Kars, Erzurum ve Bayburt yörelerinde yaşamaya devam etti. 20-25 yıldan beri Konya ve Balıkesir’de tarihe karıştı. Halkın ilgisini çekmek için cirit meydanında davullar ve zurnalar çalınır. Ayrıca Yurtdışı İran, Afganistan ve Türkistan Türkleri ile Türklerle meskûn diğer Asya yörelerinde de hâlâ canlılığını ve geleneğini sürdürmektedir.
Her yıl Ertuğrul Gazi Törenleri dolayısıyla eylül aylarının ikinci Pazar günleri Söğüt’te, çeşitli şenlikler vesilesiyle de Erzurum, Kars ve Bayburt dolaylarında oynanmaktadır.
Cirit nasıl oynanır? Kuralları Nelerdir?
-Cirit Oyunu’nda iki takım bulunur. Bu takımlar 70 ilâ 120 metre genişliğindeki bir alanda karşılıklı olarak alanın en gerisinde 6’şar, 8’er veya 12’şer kişi olarak dizilirler.
-Ciritçiler bölgesel giyimleriyle atlarına biner. Sağ ellerine atacakları ilk ciriti, diğer ellerine de yedek ve yetecek miktarda cirit alırlar.
-İki tarafın birinden bir atlı öne fırlar, karşı dizinin önüne 30-40 metre kadar yaklaşır. Karşı tarafın oyuncularından birisinin adını seslenerek meydana davet eder. Sağ elindeki ciriti ona doğru savurur, sonra geri döner, atını kendi dizisine doğru mahmuzlar. Karşı tarafın davet edilen oyuncusu hızla onu takip eder, elindeki ciriti geri dönüp kaçan karşı taraf elemanına fırlatır. Bu kez ilk oyuncunun çıktığı sıradan diğer bir ciritçi onu karşılar. İkinci diziden çıkan, sırasındaki yerini almak için süratle yerine dönmeye çalışır. Bu defa rakibi onu kovalar ve ciritini atar.
Oyun böylece sürer. Cirit isabet ettiren ciritçi takımına bir sayı kazandırır. Eğer ciritçi attığı çavganı rakibine değil de ata isabet ettirmişse bir sayı kaybeder.
-Ciritçi karşı taraf oyuncusundan kendisini sakınmak için çeşitli hareketler yapar, atın sağına soluna, karnının altına, boynuna ağar.
-Bazı ciritçiler rakibi kaçıp dizisine ulaşana kadar üç-dört cirit savurarak isabet ettirmek suretiyle sayı toplar. Bu arada başına, gözüne, kulağına cirit isabet eden bazı oyuncuların yaralandığı olur. Bu türlü isabetler neticesinde ölenlerin olduğu bilinmektedir. Bu durumda ölen, er meydanında ölmüş sayılır, yakınları şikâyetçi ve dâvacı olmaz. Babaları ölen çocuklarıyla öğünürler.
Öte yandan cirit oyununda ölüm olmaması için, daha evvelleri hurma ve meşe ağacından 70-100 santim uzunluğunda, 2-3 cm. kutrunda yapılan ciritler, daha sonraları kavak ağacından yapılmaya başlanmıştır. Sopaların uçları silindir şeklinde kesilerek yuvarlatılır. Kabukları yontulur. Bu isabet halinde bir yara açılmasını ve ölüm tehlikesini yok etmek için alınan bir tedbirdir.
Seyredenler ciritçileri ve atları teşvik için çeşitli şekilde bağırır, onları heyecana getirirler. Ciritçiler arasında birbirine hasım olanlar varsa, bunların karşı tarafta yer almamasına dikkat edilir, aynı dizi içine dahil edilirler. Eski ciritçilerden bir kurul, oyunun sonucunu ilân eder. Cirit sona erince, cirit oyununu düzenleyenler başarılı olanlara ödüller, ziyafetler verir.