Osmanlı devleti döneminde Fatih Sultan Mehmet ve 2. Murat'ın vezirliğini yapan Evliya Kasım Paşa kendi ismini verdiği camiyi Tunca Nehri kenarında 1478 yılında yaptırdı. Tunca Nehri'ndeki taşkınlardan dolayı su baskınına uğrayan Evliya Kasım Paşa Camii 1950 yılında alınan karar ile ibadete ve ziyarete kapatıldı.
Edirne Valisi Yunus Sezer'in girişimleriyle yerinde restore edilmesi planlanan tarihi cami, Kültür Varlıkları Kurulu'nca onaylandı. Bölge halkı ecdat yadigarı caminin bir an önce restore edilmesi gerektiğini savunuyor.
İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmet'in vezirliğini yapan ve Evliya da olan Kasım Paşa'nın hem camisi hem de hem de caminin yanı başında bulunan kabri de yok olma noktasına gelmesi görenlerin yüreğini burkuyor. Ayrıca, Evliya Kasım Paşa'nın türbesinin bulunduğu ve aynı zamanda önemli şahısların mezar taşlarının da alanda ağır tahribat yaşayarak yok olma noktasına geldiği görüldü.
Evliya Kasım Paşa Camii'nde incelemelerde bulunan Trakya Üniversitesi'nden emekli sanat tarihçisi Prof. Dr. Engin Beksaç, tarihi caminin restorasyonu için daha fazla zaman kaybedilirse tamir edilemeyeceğini ve çökeceğini belirtti.
"İnşallah bu güzide Osmanlı Devleti eseri gerçek kimliğine kavuşur"
Evliya Kasım Paşa Camisinin Edirne'nin sanat tarihi bakımından en ilginç en önemli ve aynı zamanda en farklı camilerinden biri olduğunu belirten emekli sanat tarihçisi Prof. Dr. Engin Beksaç, caminin bir o kadar da bahtsız olduğunu ifade ederek, "Evliya Kasım Paşa'nın 19'uncu yüzyıl sonlarında ve 20'nci yüzyılın başlarında çekilmiş olan fotoğraflarında çok iyi durumda ve güzel güzide bir eser olarak karşımızda duran bir yapı olduğunu biliyoruz. Defalarca bu yapı hakkında konuşmalarımız ve faaliyetlerimiz oldu. Bu önemi çoğu kişi tarafından bilinen bir cami ve farklı kimliği özellikleri itibariyle çok iyi tanınan bir cami. Caminin ihyası için birçok proje yapıldı. Benim bildiğim sadece 20 yıl içinde 4-5 tane teşebbüs oldu fakat hiçbiri sonuçlanmadı. Cami kendi haline terk edilmiş ve ıssız bir bölgede olması nedeniyle her geçen gün yıpranmaya devam ediyor. Tekrardan bir ihya restorasyon çalışması olacağı yönünde bilgiler alıyoruz. İnşallah bu güzide Osmanlı Devleti eseri gerçek kimliğine kavuşur. Biraz daha vakit kaydedildiği takdirde tahmin edilemez bir duruma geçecek ve yapı çökecek. Çünkü duvarda büyük çatlaklar, kubbede ise açılmalar var. İşin de kötü tarafı halk arasında da çok yanlış biçimde kullanılıyor. İçine girdiğiniz zaman rezaleti görebiliyorsunuz. Ayyaşların, tiner çekenlerin, madde bağımlıların ve başka uygunsuz işlerin de yapan kişilerin burayı kullandığını biliyoruz, görüyoruz. Bu durum bir Osmanlı Devleti yapısına, bir ecdat yadigârına daha da ötesi bir dini yapıya hiç de layık olan bir durum değil" dedi.
"Yapılacak olan projenin çok dikkatli yapılması lazım"
Evliya Kasım Paşa Camisi ile ilgili 20 yıldır çabalarının olduğunu ifade eden Prof. Dr. Beksaç, "20 yıl içinde defalarca ve defalarca projeler yapıldı, hatta buradaki su basmasını engellemek için farklı farklı projeler yapıldı. Hatta caminin buradan sökülerek başka bir yere nakil edilmesine dair de çalışmalar yapıldı. Fakat hiç bir sonuç alınamadan kaldı. Onun ötesinde burada bir yükseltme faaliyet yapılması istendi. Fakat kabristanın durumundan dolayı o da yapılamadı. Daha da ötesi buraya bir nehir kenarından set yapılarak engel konulması istendi o da kaldı. Yani bu cami ile ilgili bir sürü proje mesnetsiz bir biçimde kaldı. İnşallah bundan sonra kalmaz. Yapılacak olan projenin çok dikkatli yapılması lazım. Ecdat yadigârının tahrip edilmesinin ötesinde hemen yanı başında bulunan Kabristanı'nın da buradaki binanın banisine laik bir biçimde ayağa kaldırılması ve buraya defnedilmiş olan ecdadın hatıraların da yâd edilmesi lazım" şeklinde konuştu.
"Evliya Kasım Paşa'nın da burada türbesi var"
Caminin hemen yanı başında bir kabristan olduğunu vurgulayan Beksaç, "Kabristanda artık çok az sayıda olsa da çok ilginç Osmanlı Devleti mezarları var. Anladığımız kadarıyla yapıldığı sürecin bir şahısların buraya defnedilmiş olduğunu biliyoruz. Evliya Kasım Paşa'nın da burada türbesi var. Fakat o türbede taşlar kırılmış ve paramparça bir vaziyette duruyor. Edirne'nin kabristanlarındaki içler acısı durumu burada da tekrar görebiliyoruz. Belki buradaki öbürkülerinden daha kötü durumda. Yani sadece binanın ihyası ile iş bitmiyor burada, kabristanın da kaldırılması gerekiyor. Bu nedenle burada yapılacak projenin sadece camiye yönelik değil kabristanı da içine alması gerekiyor" ifadelerini kullandı.