Futbol tarihinin en çok konuşulan maçlarından biri 1986’da Meksika’da düzenlenen Dünya Kupası’nın çeyrek finalinde oynanan ve 2-1 Güney Amerika ekibinin galibiyetiyle sonuçlanan Arjantin-İngiltere maçıdır. Bu maç Arjantinli efsane futbolcu Diego Armando Maradona’nın elle attığı golle hafızalara kazınmıştı.

maradona tanrının eli ile ilgili görsel sonucu

2010 Dünya Kupası’nda ise yine Maradona bu sefer Arjantin milli takımının teknik direktörü olarak bütün dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Arjantin her ne kadar elindeki potansiyele göre başarısız bir sonuç almış olsa da Maradona hala vazgeçilmez bir futbol ikonu olduğunu ziyadesiyle kanıtladı.

Fakat dünya, Tanrı’nın Eli ve diğer futbol tanrılarını izlemeye devam ederken Görünmez El, görünmeden ekonomik yaşamın varsayılan doğal düzenini sağlamaya devam ediyor. Düzensizliğin düzeni…

Görünmez el, Adam Smith’in 1759 senesinde yazdığı, insanların kendi çıkarlarının peşinden sürüklendiği doğasını, etkileşimlerini ve ahlaki dürüstlüğünü incelediği Ahlaki Duygular Kuramı kitabında ilk kez kullandığı, kısaca arz-talep kanunu ifade eden bir tabirdir. Smith, 1776’da yayınlanan meşhur eseri Ulusların Zenginliği adlı kitabında “görünmez el” tabirini ilginç ama sadece üç defa kullanmıştır.

Görünmez el tabiri, arz-talebin bir toplumun tamamına nasıl fayda sağladığını açıklıyor. Görünmez el prensibine göre, serbest bir piyasada bireylerin kendi çıkarlarıyla hareket etmesi yanlış olmadığı gibi bu durum hem toplumun tamamına fayda sağlıyor hem de herkesi zenginleştiriyor.

Yukarıdaki grafikte Dolar/TL kuru (mavi çizgi), Dolar Endeksi (Sarı çizgi) ve Borsa İstanbul 100 Endeksi (mor çizgi) değişimlerini görebilirsiniz. Son 5 günde kurdaki artış ve borsadaki düşüşe bakıldığında dolar endeksinin de diğer gelişmiş ülke para birimlerine göre değer kaybettiğiniz düşündüğümüzde ülkenin içinden geçtiği demokrasi erozyonuna finansal piyasaların olumsuz tepki verdiğini görüyoruz.

Ekonominin sanayi kesiminde meydana gelen gelişmelerin ve uygulanan ekonomik politikaların, kısa dönemde olumlu veya olumsuz etkilerinin ölçülebilmesi için ise “Sanayi Üretim Endeksi” hesaplanmaktadır. Şubat ayı Sanayi Üretim Endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %5,1 azalırken bir önceki aya göre %1,3 arttı. Yaz dönemine yaklaşırken turizm sektörünün canlanması sebebiyle işsizlikte azalış ve iyileşme beklenirken sanayi üretimindeki bu düşüşün yarattığı işsizliği telafi edip edemeyeceği hala soru işareti.

Politika yapıcılarının kullanabilecekleri enstrümanların etkisi azaldıkça piyasaya reel ve sağlıklı müdahaleler yapılması da zorlaşıyor. Seçim sonrası yaşanan yeniden sayım ve sonuca itiraz süreci sonrası geçerliliği ve yeterliliği sorgulanan yapısal reform paketi açıklamasının ardından Görünmez El yerini çoktan Tanrı’nın Eli’ne bırakmış durumda. Orta vadede piyasa anomalilerinin bu tabirle açıklanabileceği kanaatindeyim… Tanrı’nın Eli…