Kırklareli’de sürdüğüm çalışma hayatı öncesinde basın ve medya konusunda yüzeysel bir bilgiye sahiptim. Öğrenim hayatım boyunca basın ve medyanın şu anki haline gelene kadar ne kadar yok ettiğini anlamış oldum.

Liberal demokrasi anlayışına göre, geleneksel medya; Yasama, Yargı ve Yürütme’den sonra 4. Güç olarak kabul edilmektedir. Ancak, uygulama kısmındaki bazı aksaklıklardan dolayı bu durum beklenildiği gibi gerçekleşmemektedir. Bu anlamda, egemen medya örgütlenmesinin karşısında olan bir medya anlayışına ihtiyaç vardır. Geleneksel medya örgütlenmesinin karşısında olan bu medya anlayışı, alternatif medya olarak isimlendirilir. Bu anlayış; muhalif medya, yeni medya, başka medya, bağımsız medya ve karşı medya olarak da isimlendirilebilir.

Alternatif medya, bireylerin varoluş ve kendi kimliklerini sürdürebilme çabası içerisinde doğmuştur. Küreselleşmenin de etkisiyle, bireyler dünya genelinde olan olayları, kitle iletişim araçları aracılığıyla takip etmeye başlamıştır. Ancak, geleneksel habercilik anlayışının haber değerleri egemen sistemden yanadır ve haber kaynakları egemen sistem içerisinden çıkmaktadır. Bu anlamda, farklı olan, kendi kimliğini sürdürmek isteyen bireyler egemen medya içerisinde yer bulamamaktadır. Dolayısıyla, alternatif medya; geleneksel habercilik anlayışının eksiklik ve yetersizliklerine karşı olarak ortaya çıkmıştır. Bu habercilik anlayışı, haberleri sosyal bir olgu olarak görür. Olayların nedenlerini halka sunar ve halkın yararına yayın yapar.

Geleneksel habercilik anlayışının haber değerleri egemen kesimlerden yanadır ve haber kaynakları egemen kesimde yer alan insanlardan oluşturulmaktadır. Sıradan insanlar haber olamamakta, olsa bile ancak şiddet haberlerinde gözükmektedir. Dolayısıyla, geleneksel habercilik anlayışının eksiklikleri ve yetersizliklerine karşı bir tepki olarak alternatif medyalar ortaya çıkmaya başlamıştır. Alternatif medya, başka kavramlarla da tanımlabilmektedir. Bunlar arasında, “muhalif medya”, “topluluk medyası”, “bağımsız medya” “karşı medya”, “yeni medya”, “yerel medya”, “başka medya”, “radikal medya” da bulunmaktadır. Bu kavramsallaştırmalar, varolan medya hegemonyası dışında ve bu hegemonya karşısında olana işaret etmektedir. Başka bir deyişle, alternatif medyanın geleneksel medya örgütlenmesinin karşısında olduğunu söylemek mümkündür.

Alternatif medya konusunda dörtlü bir sınıflandırma yapılmaktadır.

Bunlardan birincisi, topluluğa hizmet olarak görülen alternatif medyadır.

İkincisi, geleneksel medyaya alternatif olarak sunulan alternatif medyadır.

Üçüncüsü, alternatif medyayı sivil toplumun bir parçası olarak görür.

Dördüncü ve son yaklaşım ise, alternatif medyayı; belli bir grup insana söz tanıyan bir alan olarak görür.

Alternatif medya, tekelleşmiş haber ve eğlence içerikleri karşısında, farklı bir habercilik anlayışını ortaya atmaktadır. Alternatif medyanın yapısal özellikleri şu şekildedir:

Küçük ölçekli ve farklılıklarına saygı gösterdiği, toplum içerisindeki özgün topluluklara yönelmek.

Devlet ve pazardan bağımsız olmak.

Yatay şekilde yapılanmış. İzleyicinin erişim ve katılımına izin veren.

Egemen olmayan söylem ve temsilleri sunmak.

Alternatif medya; ana akım medya içerisinde yer verilmeyen konulara yer vermeyi amaçlamaktadır. Ticari amaç gütmez, devlet yapısından bağımsızdır, iktidar yanlısı değildir, egemen medyaya karşı dayanışma sağlar, aktivist yönelimlere yer verir ve gönüllü çalışma esastır. Alternatif medya türleri olarak

Yu;rttaş gazeteciliği, Hak haberciliği, Sivil toplum medyaları, Edebi habercilik ve Barış gazeteciliği gösterilebilir.

Liberal çoğulcu demokrasi anlayışına göre medya Yasama, Yargı ve Yürütme’den sonra 4. Güç olarak kabul görmektedir. Ancak günümüz medyası, genellikle ekonomik, askeri ve politik seçkinler üzerinden haberlerini sunmaktadır. Sıradan yurttaşlar, şiddet içerikleri haberlere konu olurken; geleneksel medyada temsil bulamamaktadır. Bunların dışında tekelleşme, içeriğin türdeş hale gelmesi ve editöryel süreçler de sıradan bireylerin haber içeriklerinde yer almasını engellemektedir.

Yurttaş gazeteciliğinin özünde, bireylerin demokratik süreçlere aktif katılımını sağlamak ve onların pasif izleyici olmalarını engelleme çabası vardır. Yurttaş gazeteciliğine kamu gazeteciliği de denilmektedir. Yurttaş gazeteciliğinin bilinen anlamda ortaya çıkışı, 1980’lerin sonu ve 1990’ların başına denk gelmektedir. Bu gazetecilik anlayışının ortaya çıkmasındaki en önemli neden; hükümet ve vatandaş arasındaki mesafesinin açılmasıdır. Yurttaş gazeteciliği yeni bir gazetecilik anlayışı olmaktan öte, basının toplumsal rolünü yerine getirebilmesi için yapılması gerekenleri önermektedir. Yurttaş gazeteciliğinin temelinde yurttaşların demokratik sürece aktif katılımları bulunmaktadır. Bu nedenle, haber tanımını genişletir. Haber kaynakları, egemen kesimde yer alan akredite kaynaklar değildir.

Yurttaş gazeteciliği konusundaki önemli unsurlardan birisi de, haber kaynaklarının tümüne ulaşmaktır. Haber, mutlaka birden fazla kaynaktan alınan bilgilerle yapılmalıdır. Yurttaş gazeteciliğinde haberin oluşum süreci de önemlidir. Ekip ruhu içerisinde, sabırla ve uzun vadede çalışmak önemlidir.

Yurttaş gazeteciliğine getirilen eleştiri ise, varolan egemen medya sistemini devre dışı bırakacak, sistemli, ayrıntılı ve derin bir gazetecilik anlayışı sunmamasıdır.