Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Kırklareli İl Başkanı Bahadır Arslan, Öz Sağlık İş Sendikası hakkında çıkan iddiaları yayımlayarak, iddiaların mahkemeye kadar taşındığı söyledi. Öz Sağlık İş Sendikası hakkında İl Başkanı Arslan’ın yayımladığı iddialarda şu ifadeler kullanıldı:

“Kim bu motive edilen il müdürleri?

Ülkemizde sendikalar arasında ciddi bir yetki savaşı olduğu herkesin malumudur. Son yıllarda bu savaşın en çetin geçtiği işkollarından biri de 17 nolu Sağlık ve Sosyal Hizmetler iş kolu. Uzun yıllar bu iş kolunda yetkili sendika Türkiye Sağlık işçileri Sendikası idi. Bu sendika efsane sendikacı Mustafa BAŞOĞLU ile özdeşleşmiş bir sendikadır. Kendisi 28 Şubat sürecinde diğer sendikalardan farklı olarak demokrat bir duruş sergilemişti.

Kamuda taşeron işçilerin 2017 yılında kadroya geçirilmesi sonrası sendikal savaş kızışmış ve mahkeme kararı ile gerek Sağlık Bakanlığı gerekse Aile Bakanlığında yetki Öz Sağlık iş Sendikasına geçmiştir. Bu sendika bir anda iki yüz bin üye ve aylık 40 milyon gelire ulaşmıştır. Bu gelirin hangi sendikada kalacağı meselesi sendikalar arasındaki savaşı iyice kızıştırmıştır.

İşte tam da bu aşamada ortada dolaşan bir iddia gerçekten vahim boyuttadır. İddiaya göre Çalışma Bakanlığının yetki tespitinden önce Öz Sağlık iş Sendikasının, sendikanın bütçesinden SARAR firmasından hediye çekleri aldığı ve bu hediye çeklerinin bir bölümünü İl Sağlık Müdürleri ile Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlerine verdiği iddia edilmektedir.

Bu iddialar Öz Sağlık iş Sendikasının eski genel sekreteri Halit Kayalı'nın kulağına gitmiş, Halit Kayalı avukatı aracılığıyla hem sendikaya hem de Hak-is 'e başvurarak bu iddiaların araştılmasını talep etmiştir. Aynı zamanda adı geçen İl Müdürlüklerine de dilekçe göndererek iddiaları sormuş. Ancak başvurduğu hiçbir yerden tatmin edici yanıt alamamıştır. Bunun üzerine doğrudan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına bir dilekçe vererek iddiaların araştırılmasını talep etmiştir. Sendika ise Halit Kayalı'nin iddialarını araştıracağı yerde kendisini Savcılığa şikayet etmiş. Savcılık sendikanın şikayeti hakkında derhal takipsizlik kararı vererek Halit Kayalı'yı aklamış. Halit Kayalı yaptığı şikayet yönünden ise sendikanın genel başkanı Devlet sert ifadeye çağırılmış ve ilginç bir şekilde İl Müdürlerine hediye çeki verdiklerini kabul etmiştir. Ancak hediye çeklerini rüşvet amaçlı olmadığını, motivasyon amacıyla verdiklerini söylemiştir. Hatta geçmişte verdik yine veririz gibi konuşmuş. Malum 657 Sayılı Devlet Memurları kanununa göre memurların hediye çeki almaları yasak. Şimdi herkes merakla soruyor?

Kim bu motive edilen il müdürleri?

Bu motivasyon karşılığı neler yaptılar?

Sağlık işçisinin cebinden çıkan para kimlere yediriliyor?

Rüşvetin adı ne zaman motivasyon oldu? Öz sağlık iş sendikası hakkındaki haberler bitmek bilmiyor. Sendika hakkındaki bir başka iddia ise; son genel kurul öncesi illerde yapılması gereken delege seçimlerinin hiç yapılmadığı, güya yüzlerce işyerinin tamamında ne eksik ne fazla seçilecek kadar aday çıkması nedeniyle seçim yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı şeklinde işlem yapıldığıdır.

İki üye genel kurulun iptali için dava açmış sendika tarafından mahkemeye gönderilen evraklarda çok ilginç bulgulara ulaşılmış. Evraklara göre sendika illerde yapılacak delege seçimi için 13 kişi görevlendirmiş. Bu 13 kişi tüm ülkede ilan asma ve indirme tutanaklarını düzenlemiş. İddialar o ki bu 13 kişi illere hiç gitmemiş, hiçbir zaman tutanaklar askıya çıkarılmamış ve Devlet Sert ve yönetiminin belirlediği isimler seçim yapılmaksızın delege seçilmişler. Seçilen bu delegeler de Kasım ayında yapılan genel kurulda 4 yıl boyunca üyelerden tahsil edilecek 2.5 Milyarı (eski para ile 2,5 Katrilyon) yönetmek için Devlet Sert ve yönetimine oy vermişler. Nasıl güzel değil mi?

Peki bu 13 kişinin ilan asma ve indirme tarihlerinde o illerde olmadığı nasıl anlaşılmış. Tutanakların imzalandığı saatlerde imza sahiplerinin başkaca ilçelerde, illerde olduğu sendikanın resmi internet sayfasını inceleyen kişilerce ortaya çıkarılmıştır. Ankara'da düğünde olan sendika yöneticisi Van'da, Rize'de il Sağlık Müdürü ile görüşen yönetici Aydın'da gözüküyormuş. Hatta bir yönetici aynı anda hem Hatay hem Sinop'ta tutanak asmış. Ne mübarek adamlar. Sendika yönetimi kara kara düşünüyormuş. Nasıl böyle bir hata yaptık diye.

Eski genel sekreter Halit Kayalı'nın bu iddiaları da savcılık önüne taşıdığı söyleniyor.

Dedik ya bu sendikada dedikodular bitmiyor diye. Bir başka iddia ise son genel kurulda yönetime seçilen Adem Yavuz ve Remzi Karataş ile ilgili.

İddialara göre Adem Yavuz Aile Bakanlığında Büro işkolunda çalışmakta iken yasak olmasına rağmen özel bir sağlık kuruluşunda çalışmadığı halde çalışıyor gösterilmiş ve bu yolla sendikaya üye yapılarak yönetime girmesi sağlanmış. İddialar bununla da kalmıyor. Hizmet İş Sendikasında tam zamanlı olarak genel Sekreterlik yapan Remzi Karataş'ın da yine çalışmadığı halde özel bir sağlık kuruluşunda sigortalı gösterilerek Hak-iş Genel Başkanı Mahmut Arslan'ın çok özel isteği ile Öz Sağlık iş sendikası yönetimine girmesi sağlanmış. Halit Kayalı hemen bu durumu da hemen savcılığa taşımış. Sendikada genel başkan başta olmak üzere kimlerin yakınlarının yüklü maaşlarla işe alındığı, Sendikanın yüklü ama çok yüklü miktarda gayrimenkul alım çabaları, bu krizde sendika yöneticilerine ödenen inanılmaz maaş ve tazminatlar, sendikanın hizmet satın alma hikayeleri ile genel başkanın altına çekilen 2 milyonluk (eski para ile iki trilyon) arabayı başka bir yazımızda detaylı olarak anlatacağız. Sadece şu kadarını söyleyelim sendika başkanlarının Volvo S90 tutkusu bitmiyor.”