RidleyScott’ın yönettiği ve RussellCrowe’un başrolünü oynadığı Peter Mayle’in kitabından uyarlanan A GoodYear-İyi Bir Yıl filmini çok severim. Filmde Londra’da yatırım danışmanlığı yapan MaxSkinner (RussellCrowe), amcasından miras kalan üzüm bağını satmak için Provence’e gider. Fakat bu satış işlemi, hiç de tahmin ettiği gibi sorunsuz geçmeyecektir. Üzüm bağının kendisine ait olduğunu iddia eden Amerikalı bir kadının varlığı, ilk zamanlarda canını oldukça sıksa da, zamanlahayatının en keyif verici günlerini geçirdiğinin farkına varacaktır.

Max bir yandan tuhaf amcasıyla dolu çocukluk hatıralarını anımsarken bir yandan da şatoda geçecek bir hayatın nasıl bir hayat olacağı konusunda araştırmalar yapmaktadır. Londra’da onu bekleyen geleceği değişecek belki de oradaki her şeyinden vazgeçecektir. Bu filmi ne zaman izlesem Kırklareli ve son zamanlarda artan şarap bağlarının da etkisiyle Max’in yaşadığı dönüşümü hatırlarım, hissederim.

                                

Atatürk; " Milli ekonominin temeli tarımdır. Bunun içindir ki tarımda kalkınmaya büyük önem vermekteyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar bu amaca yayılmayı kolaylaştıracaktır. Fakat bu çok önemli işi isabetle amacına ulaştırabilmek için ilk önce ciddi etütlere dayalı bir tarım politikası tespit etmek ve onun için de, her köylünün ve bütün vatandaşların kolayca kavrayabileceği ve severek tatbik edebileceği bir tarım rejimi kurmak lazımdır. Bu politika ve rejimde yer alabilecek başlıca önemli noktalar şunlar olabilir: Bir defa, memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha önemli olanı ise bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın hiçbir sebep ve suretle bölünemez bir nitelikte olması, büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işletebilecekleri arazi genişliği, arazinin bulunduğu memleket bölgelerinin nüfus yoğunluğuna ve toprağın verim derecesine göre sınırlandırılması lazımdır Küçük büyük bütün çiftçilerin iş makinelerini arttırmak yenileştirmek ve korumak önlemleri vakit geçirmeden alınmalıdır…" görüş ve düşüncelerini ifade eden bu sözleri ile tarıma ne kadar önem verdiğini göstermektedir.

Trakya bölgesi birinci sınıf mutlak tarım alanlarının bulunması, hayvancılık, güçlü alt yapısı ve stratejik coğrafi konumu sayesinde önemli bir ihraç potansiyeline sahip. Trakya bölgesi 3 ilden ve Çanakkale'nin de Gelibolu kesiminden oluşan özel bir yer. Kırklareli ili de bunların içerisinde merkez ilçeyle beraber 8 tane ilçeden oluşan ve ormanıyla, tarımıyla, hayvancılığıyla, sanayisiyle birlikte, turizmiyle ve özellikle de 2007 yılından sonra üniversitesiyle birlikte eğitim kenti olma yönünde gerçekten önemli adımlar atmış kentlerden bir tanesi. Tarım ve turizmin entegrasyonu için önem arz eden tarım arazilerinin orman bitki örtüsü ile iç içe geçmiş olması da bölge açısından ayrı bir zenginlik kaynağı.

Çocukluğumda hala daha bugün nasıl kullanıma kazandırılacağı belli olmayan ve her geçen gün daha da metruklaşantarihi İstasyon Binası’nın yanında duran tren vagonlarındaki şeker pancarlarından aşırıp temizledikten sonra meyve gibi yerdik. Burada yakın zamanda yaşadığımız şeker fabrikaları özelleştirmelerine vurgu yapmadan yazıya devam etmek ayıp olur.

              

Yukarıdaki tabloya baktığımızda TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde tarım alanlarında 2014-2018 arasında bir azalma görülürken Kırklareli’nin tarım alanlarını muhafaza ettiğini hatta 2016 yılında %4,9 oranında arttırdığını görüyoruz

Kırklareli’nin önde gelen tahıl ürünleri çavdar, yulaf (dane),mısır (dane), çeltik, kuşyemi, sorgum (dane), tritikale (dane), buğday (diğer), arpa (biralık), arpa (diğer) ve başlıca sebzeler karpuz, domates (sofralık), soğan (kuru), balkabağı olarak sıralanabilir iken yağlıtohumlarda da ayçiçeği (yağlık), kanola, aspir ve susam gibi çok önemli ürünlere sahip.

           

Kıvırcık Koyunu, Trakya Arısı (Istranca Arısı), Kırklareli Tam Yağlı Beyaz Peyniri, Trakya Eski Kaşarı ve Kırklareli Üzüm Hardaliyesi de katma değerli üretim anlamında öne çıkan ürünlerden.

Yukarıda saydığımız ürün çeşitliliği ve coğrafi konumu itibari ile sahip olduğu bütün avantaj ve verimlilik potansiyeline rağmen “Kırsal Çözülme” sorunu, yani kırsaldan kente olan göçün sürmesi ve kırsal nüfusun yaş ortalamasının hızla artması önemli bir problem olarak karşımızı çıkmaktadır.

Özellikle plaza hayatından bunalan organik tarım veya hayvancılık meraklısı beyaz yakalılar için İstanbul’a yakınlığı, semt pazarlarına Bulgaristan ve diğer civar ülkelerden bile müşterilerin geldiği Kırklareli gerek laik ve hoşgörülü yaşam koşulları gerekse şehir merkezinin hemen dışında sunduğu tabiat güzellikleri ile cazibesini her geçen yıl arttırmakta.