Günlerdir türlü zorlukların üstesinden gelmeye çalışıyorum. Daha önce de belirttiğim gibi, etrafımızı etkiliyor ve etrafımızdaki her şeyden etkileniyoruz. Hal böyle olunca, başkalarının mutsuzluğundan, can sıkıntısından, gerginliğinden hatta korkularından da etkileniyoruz.

Bizler, birbirimizi bu kadar etkilediğimizi bilip; Duruma uygun davranıyoruz ama sormamız gereken bir şey var.

Siz kimsiniz?

Ya da kim olduğunuzu düşünüyorsunuz?

Birilerine ahkam kesebilecek, akıl verebilecek, sözünü kesip kendi sözünüzü söyleyebilecek kadar değerli hissettiren şey ne?

İnanın bana, insanın beyni, kalbi ve ruhu bilgiyle, etik kurallarla dolu olduğu zaman daha sakin, daha hoşgörülü ve daha kibar biri haline geliyor. Bir şey yaparken, üstten söylenen azarlamalar değil de ‘bunu böyle yapalım, daha iyi olur’lar insanı çalışmaya sevk ediyor.

Öyle insanlar var ki hayatının tüm zorluğunu, acısını başkalarından çıkarıyor. Hatta daha da kötüsü hayattaki tüm kötü şeyler sadece o kişiyi bulmuş, herkes onun acı çekmesini istemiş, herkes onu kıskanmış gibi davranan insanlar var.

Lütfen arkadaşlar.

Hayatın bin bir türlü hali var, kaderin bizim için planladığı binlerce plan arasında; Hepsinin sizi bulması ne kadar olası?

İnsanların neden birbirlerine saygı göstermediğini anlayamıyorum.

Oysa karşılıklı saygı çerçevesi içinde yaşasak boş yorgunluklarımız olmayacak.

Sizi çok kızdıran, sinirlendiren, belki de üzen bir şey yaşamış olabilirsiniz ama bunun sorumlusu aynı odayı paylaştığınız 10 kişi değil. Bu durumu yaşadığınız zaman acısını oda arkadaşlarınızdan çıkartmayın lütfen.

Unutmayın,

Siz dışarıdan görüyorsunuz ama karşınızdaki kişinin o ana kadar neler yaşadığını asla ilk görüşte öğrenemeyeceksiniz.

Zaman zaman, böyle durumlar yaşadığımda; Kendime nasıl biri olmak istediğimi hatırlatıyorum. Kendi kurallarımı, kendi düşüncelerimi ve kendi sınırlarımı hatırlatıyorum. Aynı dertten muzdarip herkese de öneririm bunu.

Karşımdaki insanı tanıyamıyorum, neler yapabileceğini kestiremiyor ve güvenemiyorsam kendi çizgilerimin üzerinden geçiyorum. Nerede durmam gerektiğini hatırlatıyorum kendime. Olmayı dilediğim kişi olmak için çabalıyor, buna göre hareket ediyorum. Karşımdaki bu davranışlarımdan bir anlam çıkaramasa, söylemeye çalıştıklarımı anlayamasa bile bu şekilde davranmaya devam ediyorum.

İnanın bana bir sorunla yüz yüze geldiğimizde çirkinleşmek, kabalaşmak, kibirli davranmak dünyanın en kolay şeyi. Belki karşınızda bu şekilde davranan biriyle, onun konuştuğu gibi konuşmak da yeterli bir davranış olabilir ama ya sonrası?

Gerçekten kavga ettiğiniz, tartışmaya girdiğiniz kişi gibi mi olmak istiyorsunuz?

Bunun sonrası çok daha karışık bir duygu durum yaratıyor. İnsanın inandığı değerlere sırtını bile bile dönmesi her şeyden daha kötü gibi.

Bu yüzden; üstüne alınabilecek herkes için söylüyorum:

Ben, istediğim kişi olma yolunda devam edeceğim, siz ne yapmak isterseniz yapabilirsiniz. Olur da bir gün çatışma yolunda karşı karşıya gelirsek, yine sizin gibi davranmayacağım.

Kendim gibi davranarak kaybetmeyi, sizin gibi davranarak kazanmaya tercih ederim.