Uluslararası şirketlerin, toplumu ve devleti hegemonyaları altına alma çabaların da en fazla başvurdukları yöntemler o devleti veya toplumu siyasi ve ekonomik boyundurukları altına alıp sömürmektir.

Bunun için Devlet ve toplum içinde Kanaat önderlerinin satın alınmasından, çeşitli yollarla ikna edilmesine ve hatta tehditler bile uygulayarak istediklerini yaptırma faaliyetinde bulunmak şeklinde olmaktadır.

Yakın tarihimiz göz önüne alındığında, yaşayanlar veya bir şekilde ilgilenenler bilmektedir ki bu uluslararası şirketler ekonomik çıkarları doğrultusunda ülkeyi terör krizi, ekonomik kriz, siyasi kriz, eğitim krizi, Tarikat krizi, Dini kriz, Tarım üretimi krizi vb. gibi birçok krizlere sokmuşlar ve bu krizlerden devamlı uluslararası şirketler ve ülke içindeki bağlantıları karlı çıkmış ve biz sade vatandaşlar hep bir şeylerimizi kaybetmişizdir.

Bu şirketler bazen işleri o kadar fütursuzca icra etmektedirler ki ülke içinde darbe bile yapmaya kalkışa bilmektedirler. Bunun en yakın örneği FETÖ darbe tertibi şeklinde görülmektedir.

Bu duruma gelinmekte ülkede yaşayanların suçu yok mudur? Tabii ki esas suçlu onlardır.Kendileri de kolay yoldan zengin olmak iyi yaşamak bunun içinde çalışmadan bu imkanlara sahip olmak istemektedirler.

Kimse çalışmak istemiyor ama her şeyinde en iyisine sahip olmak istiyorlar bunun için her yolu mubah görüyorlar. Tatbiki bu duruma Üst akılda çanak tutup yozlaşmışlık ve boş vermişlik pompalamakta insanlar ne kadar çaba sarf ederlerse o kadar daha batmaktadır.

Şu andaki durumumuza bakarsak ülkede bulunan tüm vatandaşların bankalara olan borçları gelirlerinin çok üzerine çıkmış, bu durum artık kanıksanmış borçsuz yaşam düşünülmez olmuştur.

Olayın bir başka acı yanı da bu bankaların yaklaşık yarısı uluslararası şirketlerin olmasıdır. Bizlerde sanıyoruz ki bu bankaların bizlerin ulusal bankaları olduğudur. Olayın bir başka vahim yanı bu üst akıl önceden sadece devletleri borçlandırarak istediği işleri yapmaya çalışıyordu şu anda direk vatandaşları da borçlandırarak toplumsal olarakta istediğini yaptırma durumuna gelmiştir.

Vatandaşların kurmuş oldukları sivil toplum örgütleri de tamamen vatandaşa hizmet etme misyonundan çıkmış vatandaşı sömürme durumuna gelmiştir. Bunların en önemlilerinden biri tarım sektörü açısından Ziraat odaları V.B. gibi örneklerdir.

Burada üyelerin ve vatandaşlarında çok suçu bulunmaktadır. Sorumluluklarını yerine getirmeme ve denetlememe gibidir. Sadece bu kuruluşların başında bulunanlar genel kuruldan genel kurula lütfederlerse üyelerini çağırmakta üye oyunu kullanmakta tekrar arkasına bakmadan geldikleri yere giderek sorunlarıyla uğraşmaya devam etmektedirler. Hiçbir üye hesap sormamakta talep kâr olmamakta baskı oluşturmamaktadır.

Bu durum devlet yönetiminden, siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına kadar sirayet etmektedir. Her vatandaş çok küçük bir bedel karşılığı kendi geleceğini de çocuklarının geleceğini de boş vererek satmaktadır.

Uluslararası şirketlerinde istediği budur siz sadece onlara Pazar olun ve onlar için çok düşük ücretlerle üretin. Bunun karşılığında onlar size hiçbir şeyde vermeyeceklerdir siz yine dertlerinizle baş başa kalacaksınızdır.

Bu arada ülkede bulunan vatandaşlar ilkin kültürlerini sonra ahlaklarını kaybetmeye başlar daha sonra ekonomilerini sonrada ülkelerini kaybetme durumuna gelirler.

Bu çıkmazdan kurtulma yolu ilkin kültürümüze sahip çıkacağız.Ahlakımıza sahip çıkacağız. Devletimize sahip çıkacağız. Malımıza sahip çıkacağız.Borçlanmayacağız, hak etmediğimiz şeyleri talep etmeyeceğiz kendi yağımızla eskisi gibi kavrulmaya başlayacağız.-

Kurmuş olduğumuz devlete ,Kurmuş olduğumuz siyasi partiye, kurmuş olduğumuz sivil toplum kuruluşlarına sahip çıkacak talep kâr olacak ve hesap soracak duruma gelip ısrarla uygulayacağız. Yapılan yanlışlıkları veya aksaklıkları hiçbir vicdan azabı duymadan gerekli olan mercilere bildirmekten imtina etmeyeceğiz. Düşüneceğiz bizim karşı çıkmadığımız yanlışlık veya hata bizim kendimizden giden bir değerdir. Bu bazen para, bazen mal, bazen sağlık, bazen gurur, bazen namus tur.

Uluslararası şirketlerde bizlerden Kültürünü yitirmiş, adaletini yitirmiş, ahlakını yitirmiş, namusunu yitirmiş, şerefini yitirmiş en sonunda devletini yitirmiş bireyler olmamızı istemektedirler. Biz den istedikleri tamda budur. Bunu meydana getirebilmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar ve her yolu mubah görmektedirler ve bizlerinde katkıları ile başarmaktadırlardır da.

Bizlerin sorunu bu organizasyonlara meydan verecek miyiz? yoksa dur deyip bedelini ödeyerek bunlara köle olmamaya karar verecek miyiz?Vermemiz gereken karar budur.

AHLAK DÜZENİ SAĞLAM OLMAYAN VE SOYGUNCULARIYLA BAŞA ÇIKAMAYAN BİR TOPLUM- RUHUNDA ARTA KALMIŞ BARBARLIK DUYGUSUNUNDA BASKISIYLA SOYGUNCULARINA KARŞI HAYRANLIK DUYAR.                  Andre MAURAS -İngiliz Tarihçi

Elektronik Posta:

 [email protected]