Max Weber’in tanımıyla devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde meşru fiziksel güç kullanma tekeline-başarıyla-sahip çıkan bir insan cemaatidir. Kamu tercihleri kuramı, kamu sektörü kuruluşlarında çalışan temsilcilerin temsil ettikleriyle çok farklı gündemlere sahip oldukları varsayımıyla yola çıkar. Siyasal yozlaşma tek tek temsilciler kendi özel maddi çıkarlarını temsil ettikleri kişilerin çıkarları üzerinde tuttukları zaman ortaya çıkar. Neopatrimonyal olgusu ise siyasal erkin ülke liderinin destekçilerinden oluşan hısımlar ağı yararına kullanılmasıdır ve gelişmekte olan ülkeler’de fazlasıyla karşılaşılan bir durumdur. Bu ülkeler de birçok “Potemkin Köyü” bulunmaktadır.
2019 Yerel Seçimleri ülke genelinde birçok sürpriz sonuç çıkardı. Öyle ki sonuçların 1 Nisan’da şekilleniyor olması bende bir şüphe yaratmadı değil. Görünen o ki büyük şehirlerde ekonomik krizin etkisi oya daha fazla yansımış. Belki de ekonomik kriz dalgası diğer illere biraz gecikmeyle gidiyor olabilir. (Üniversitede iktisat yâda ekonometri okuyan öğrenciler için güzel bir ekonometrik modelleme konusu)
Emin olduğum tek sonuç tam bağımsız Kırklareli’nin sonucuydu. Bu bağlamda bağımsız bir adayın seçimi kazandığı tek şehir olarak Kırklareli tavır olarak da gündem olarak da ülke genelinden ayrıştı ve Kırklareli’nin bir Potemkin Köyü değil Trakya’nın son yıllarda en hızlı gelişen marka şehri olduğunu tercihleriyle bütün ülkeye gösterdi. 
David Fincher’ın 1999 tarihli başyapıtı Dövüş Kulübü filminde Tyler Durden’ın da dediği gibi “Bizim neslimiz Büyük Depresyon’u ya da Büyük Savaş’ı yaşamadı. Bizim savaşımız ruhsal bir savaş. Bizim depresyonumuz kendi hayatlarımız…” Kırklareli yine bu noktada kendi ruhsal savaşını vermiş ve kendi tercihlerine saygı gösterilmediğinde ne olacağını vurgulamıştır. Bireyler öğrenirler ama örgütler bireysel öğrenmelerin toplamından farklılık gösteren yollarla öğrenirler. Bu noktada Cumhuriyet Halk Partisi’ne hızlı bir öğrenme süreci dilemekten başka yapabileceğimiz bir şey yok. 
Sayın Kesimoğlu döneminde özellikle kültür ve altyapıya odaklanan yatırımlar sayesinde kent olma yolunda ciddi adımlar atan Kırklareli’nde özel şirket yatırımları ile daha gelişmiş bir organize sanayi ve nitelikli iş imkânı sağlayan, çok uluslu şirketleri şehrin ihraç potansiyelini de gözeterek buraya çekerek üst yapıyı da şekillendirmek gerekiyor. 
Kırklareli ilerlediği bu optimal şehir olma ve “Mutlu İnsanlar Kenti” önermesiyle ülkenin geri kalanına da örnek olmalıdır. Örneğin CHP adayı Sayın Tuna Soykan’ın seçim sürecinde açıkladığı oldukça önemli projeler Sayın Mehmet Siyam Kesimoğlu tarafından da benimsenip uygulamaya geçilirse işte o zaman Kırklareli halkının bütüncül bakış açısı herkese örnek teşkil eder. Nedir bu projeler:
•    Tarımda markalaşma
•    Hardaliye gibi kente has ürünlerin markalaşması
•    Yurtdışı komşularımıza yönelik daha yapılandırılmış bir pazar kurmak
•    Öğrenim düzeyi ülke genelinin oldukça üzerinde olan yerel nüfusa iş imkânı sağlayıp beyin göçünü engellemek
•    Kırklareli Üniversitesi ile koordineli projeler yapmak ve ekonomiye entegre etmek
•    Bilim mecraları ve kütüphaneler kurmak
2019 seçimlerinde Kırklareli rahatsız olduğu konularda antitezini üretmiştir. Şimdi sıra sentezi üreterek yoluna daha hızlı ve emin bir şekilde devam etmekte.