Kırklareli’de mesleğimizi icra ederken belli başlı etik çerçeveleri dikkate alıyoruz. Hiçbir sosyal faaliyet alanı yoktur ki kendine özgü¨ bir ahlak disiplinine ihtiyaç¸ göstermesin. Toplumsal ve örgütsel ilişkileri büyük ölçüde piyasa kuralları tarafından belirlenen basında, çalışanlar, bu yapının dışına çıkmadan, var olan kurallar içinde çalışırlar.


Başka bir ifadeyle haberciler belirli bir düşüncenin ısrarlı savunucusu ya da yalnızca kamusal çıkarları gözeten emekçiler değil, para karşılığı isini yapan, ürününün ticari bir meta olduğunun farkında olan, kurumunun yayın politikasını anlamış, kendinden bekleneni yerine getiren profesyoneller olarak belirirler.


Haberci sözleşmeyle bağlı olduğu patrona karsı bir sorumluluk taşımaktadır. Çünkü¨ gazete piyasada para karşılığı satılır ve patron buradan kazandığı para ile çalışanının gazetecinin ücretini öder, ama şu ilkeyi hiçbir koşulda göz ardı edemez: Habercinin halka karşı kamusal sorumluluğu, basta işverenine veya kamu otoritelerine olmak üzere, diğer tüm sorumluluklarından önce gelir.


Habercilik sektöründe “kendi kendini denetim” yöntemine “özdenetim” denmektedir. Sektörünün medya etiğine dönük olarak hataları en aza indirmek kurumsal saygınlık kazanmak, yasalara ters düsen üretimi engellemek adına kendi kendilerine uygulamaya koydukları özdenetim sistemleri, medyanın topluma verdikleri sözdür.


Özdenetim terimiyle anlatılmak istenen mesleki saygınlığı sağlamak, doğru, güvenilir haber vermek, yorumları inanılır kılmak, okurun güvenini sürdürmek için yapılması ve yapılmaması gerekenlerin bütün¨ olduğunu söylemektedir.


Haber kuruluşlarınca yapılan maddi hatalar dışındaki tüm hatalar, yanlı tutumlar etik tartışmaları da beraberinde getirmektedir. Haber kuruluşlarının bu tartışmaları aşmak, olası etik sorunların farkına varmak ve önüne geçmek adına özdenetim mekanizmaları geliştirmiştir. Bunlar;


Ombudsman, vatandaşın koruyucusu anlamına gelen İsveççe kökenli bir sözcüktür.


Bu uygulamada ombudsman okurların basınla ilgili şikâyetlerini ilettikleri kişidir. Resmi hiçbir kurumla bağı yoktur, maaşı İsveç yayıncılar derneğindeki gazeteciler tarafından ödenir. Bu uygulamanın diğer bir biçimi de basın organının kendi ombudsmanını belirlemesidir. Bu modelde ombudsman rolüne soyunan kişi ilişkide olduğu kurum içinde yazılı eleştiriler yayınlayarak, habercilere mesleki sorumluluklarını hatırlatır.


Bir kurum ile yurttaş ilişkisinin kurulabildiği her yerde ombudsmanlık kurumu kurulabilir. Bu küçük bir ticari kurum da olabilir, uluslararası bir kuruluş da olabilir.


Haber Ombudsmanlığı model olarak İsveç’te geliştirilmiştir. İsveç’te 1969’da kurulan basın ombudsmanlığı, medya kuruluşlarının haber verme işlevini yerine getirilmesi sırasında ortaya çıkan yanlışlıkların, yanlılıkların, eksikliklerin ve kusurların deneyimli ve tarafsız bir gazeteci tarafından izlenerek düzeltilmesini sağlar.


Basın kuruluşları ya da çalışanlarınca yapılan ihlaller ve bu ihlallere ilişkin şikâyetler de dahil olmak üzere her türlü şikâyet dilekçe yolu ile ombudsman bildirilir. Ombudsman gerekli incelemeleri yaptıktan sonra şikâyetin haklı olup olmadığı konusunda bir karar verir.


İsveç uygulamasında, okuyucuların basınla ilgili şikâyetlerini yönelttikleri ombudsmanın hükümetle doğrudan bir bağlantısı yoktur.


İngilizce adı Organization of News Ombudsmen olan ve kısaca ONO olarak anılan Haber Ombudsmanları Örgütü sistemin uluslararası düzeyde standartlarını belirleyen kuruluştur.


ONO’nun internet sayfasında örgütün amaçları şu şekilde sıralanmıştır:


Gazetecilik mesleğinin, habercilik alanında yüksek etik standartlar kazanmasına ve bu standartları sürdürmesine yardımcı olmak, bu sayede mesleğin hizmet ettiği insanların gözündeki güvenilirliğini arttırmak,

Haber ombudsmanları ya da okur temsilcileri için ilkeler belirlemek ve bunları geliştirmek,

Haber ombudsmanlığının yaygınlaşmasına destek olmak,

Üyeleri arasında deneyim, bilgi ve fikirlerin paylaşılması için bir platform sağlamak,

Yayıncılar, editörler, basın konseyleri ve diğer meslek kuruluşlarıyla bağlantılar kurmak, belirli çıkar grupları için sözcü sağlamak ve medya soruşturmalarına yanıt vermek.

Haber ombudsmanlarının gazeteci olması zorunlu değildir. Buna karşın bünyesinde bir ombudsman barındıran kurumların tercihlerini genellikle gazeteci kökenli bir ombudsmandan yana yaptıklarını söylemek yerinde olacaktır.


Ombudsmanın görevi en yalın haliyle izlerkitle ile haberci arasında bir iletişim köprüsü kurmak olarak tanımlanabilir.


Ombudsmanlar haber üretim sürecinin içinde aktif bir rol almaktan kaçınırlar. Bu durum üstlendikleri rolün gereğidir. Aksi takdirde genel yayın yönetmeniyle ve yazı işleri müdürleri ile bir yetki çatışması içine girmeleri söz konusu olabilecektir.