Bir şeylere sahip olmak sahip olduğumuz şeyleri korumak için bireysel çalışmalar ve anlayışlar çağımızda önemini yitirmiş bulunmaktadır. Sahip olduğumuz şeyleri korumak, üretmiş olduğumuz şeyleri değerlendirmek ancak birlik olmakla sağlanacak bir çağa gelmiş bulunuyoruz.

Bir fabrika veya şirkette veya devlet dairesinde çalışıyorsunuz. Sizlerin birçok hakları var, bu hakları korumak ve yeni haklar elde etmek için birlikte hareket etmeli, hak mücadelesini beraber yapmalısınız. Bireysel olarak hak mücadelesi bir anlam ifade etmiyor. Kurmuş olduğunuz sendika dernek vb. gibi sivil toplum kuruluşlarına sahip çıkmanız çalışmalarında ve denetlenmelerinde hesap sorulmalarında has has olup düzgün çalışmalarını sağlamak için elinizden geleni yapmalısınız. Bu kuruluşlardan siz kendi haklarınız için talep kâr ve takipçi olmazsanız, aksi taktirde siz kendi haklarınız için ellerinizi taşın altına koymazsanız bir gün ellerinizde olan da gitmiş olacaktır.

Üreticisiniz, bunun ne üretimi olduğu önemli değil ne olursa olsun ister tarım ürünü ister küçük ve orta ölçekli sanayi üretimi veya hizmet sektörü olsun.

Bireysel olarak faaliyete devam edersen hammaddeyi pahalı alırsın. Üretmiş olduğun ürünü ucuza satmak zorunda kalırsın bu faaliyetten tek kâr eden aracılar olur. Sen gene bir gün zengin olacağım hayalleriyle toprağını, evini, iş yerini vb. gibi bütün sermaye ve birikimlerini kaybedersin.

Kişisel hareket etmemizin, sorumsuz olmamızın, umursamaz olmamızın, adam sendeci olmamızın sonuçlarını son günlerde bariz olarak zararlarını görüyoruz. Bütün ülkede çiftçi iseniz üretiminizi birkaç tüccara veya kooperatife satmak zorunda kalırsınız onlara mahkumsunuz üretim yapmak için, malzeme almak için yine birkaç kişi veya kuruluşa mahkumsunuz.

Tarımsal üreticiler birçok odaya, kooperatife, birliğe, derneklere, siyasi partilere üyeler. Küçük üreticiler derneklere, odalara üyeler tabi ki bunlarda birçok siyasi partiye üye.

Bu kitleler toplumda büyük yığınları temsil ederken haklarını korumak için ve mevcut haklarının iyileştirilmesinde üye oldukları sivil toplum kuruluşlarına hiçbir şekilde baskıcı olmuyorlar, talep kâr olmak gene hiç akıllarına bile gelmiyor. Hepsi bana ne, ne olursa olsun beni sokmayan yılandan bana ne diyorlar bu kötü günlerin gelmesini hep beraber sağlayıp kaderlerine razı oluyorlar.

Bu durumda herkes seni sömürüyor; ulusal marketler, Cep telefonu operatörleri, Elektrik şirketler, Bankalar, hatta kendi kurmuş oldukları sivil toplum kuruluşları bile.

Bu gidişe dur demenin, kısır döngüye son vermenin, bu kısır döngüden kurtulmanın çaresi sadece sizlersiniz. Şunu bilmelisiniz ki birey olarak hiçbir şey yapamazsınız sadece sömürülür, horlanır, hatta kovulursunuz bile.

Beraber olursanız, beraber düşünürseniz, beraber karar alacak olursanız, beraber uygulayacak olursanız haklarınızı koruyacak ve yeni haklar elde edeceksiniz demektir.

Bileceksiniz ki sizlerde sizleri sömürenler kadar rahat ve huzurlu yaşamayı hak ediyorsunuz, hatta onlardan daha fazla hak ediyorsunuz.

Beraber olalım birlik olalım mutlu ve huzurlu olalım.

BU DÜNYADA HAKLAR HİÇ KİMSE TARAFINDAN KİMSEYE VERİLMEZ, ANCAK BİRLİK OLUP, BİRLİKTE HARAKET EDİLEREK, BİRLİKTE SONUÇLARINA KATLANILARAK ZORLA ALINIR.