Göksal Çidem yaptığı açıklamada yapılan duyuruyla Patlatmalı Kırma Eleme Tesisi projesine, ÇED olumlu kararı verildiğini iptal edilmesi için mücadele edip, yaşam alanlarını savunmaya devam edeceklerini söyledi. Çidem yaptığı açıklamada;

“Yılın son gününde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından yapılan duyuruda, 11.05.2017 tarihinde başlayan Patlatmalı Kırma Eleme Tesisi projesine, 31.12.2021 tarihinde ÇED OLUMLU kararı verildi. 4,5 yıldır her aşamasını takip ettiğimiz itirazlar ve İDK toplantıları dahil, defalarca değiştirilen projede sona gelindi. Bundan sonraki kararı yargı verecek. Yaklaşık 680 dekar proje alanının büyük bir kısmı ormanlık alanda, proje kapsamında toplam 19.526 adet ağaç kesilerek faaliyet yapılacak. Ancak aynı bölgede açılmak istenen birçok proje yargı kararı ile iptal edildi. Hukuki süreçte gönüllü bilim ve hukuk insanlarının, destekleriyle, katkılarıyla, bölgemizde yaşayan insanlarımız ve STK’lar ile birlikte bunun da iptal edilmesi için mücadele edip, yaşam alanlarımızı savunmaya devam edeceğiz.

Çünkü yaşanan iklim krizinde ormanlar yaşamsal öneme sahip. Karbon yutak alanı görevi görüyor. Küresel ölçekte okyanuslar ve ormanlar en büyük iki karbon yutak alanıdır. Ormanlar, dünya çapında temiz ve bol miktarda su sağlamak için kritik öneme sahiptir. Sağlıklı ormanlar suyu filtreler, erozyonu azaltır, yağışları düzenler, yeraltı suyu alanlarını doldurur ve kuraklık ve sellerin etkilerine karşı tampon görevi görür. Ormanları odun deposu ve madencilik sahaları işletmesi gören anlayıştan vazgeçilmelidir.

Su varlığı çevre sağlığı ve gıda güvenliği açısından da ayrıca büyük önem taşımaktadır. Tahribata uğramış orman alanları suyu düzgün bir şekilde filtreleyemez. Buna bağlı olarak yaşamını sürdürebilecek ı olan topluluklar için su rejimini düzenleyemez. Erozyon, sel ve heyelan riskleri artacaktır.

19.526 adet ağaç keseceğiz ama 5 katını dikeceğiz demeleri 2020 Maden Petrol Genel Müdürlüğü raporunda bunun mümkün olmadığı ortaya konmuştur. Sayıştay “Yıllar itibariyle Genel Müdürlük tarafından tahsil edilen çevre ile uyum bedellerinin, maden sahalarında yapılacak rehabilitasyon çalışmalarının maliyetini karşılayacak tutarda olmadığı” tespit etmiş.

Yaşam alanları bugün ne madencilerin ne de bizim. Gelecek nesillerin.” dedi.